Kim ne derse desin “dünyanın en önemli tenis turnuası” sıfatını elinde tutmaya devam eden Wimbledon’da büyük finali favori kabul edilen İspanyol Rafael Nadal 3-0 kazandı: 6-3, 7-5, 6-4. İspanyol raket böylece bir milyon Sterling tutarında olan tek erkekler ödülünün de sahibi oldu.

İtiraf etmem gerekirse ben az sayıda da olsa Berdych’ ten bir “ilk” Wimbledon şampiyonluğu bekleyenler arasındaydım. Çek tenisçinin artan oyun olgunluğu ve karşı konamaz gibi duran “power tennis” sertlik derecesi, Federer’i ve Djokovic’i yenerken gösterdiği rahat performans, bana ciddi umut veren noktalardı. Ancak olmadı. Topspinle oynadığı aşırı lifte oyunu ile efsanevi Bjorn Borg’u andıran Nadal’ın bulduğu akil almaz açılar, dekruaze düz vuruşlar, hızlı ayak oyunları, “Berdych ciler” besledikleri umutları adım adım yok etti. Çek tenisçi ise zaten riskli olan oyununu Nadal gibi bir istisnai şampiyona karşı daha da doruğa taşıma mecburiyetiyle karşı karşıya kalınca kendi ritmini bozdu.
Çimin artık iki haftanın yükünü çektikten sonra iyice kelleşmeye başlayıp toprak sahaya benzemesi, doğal olarak İspanyol raketin işini kolaylaştıran bir faktördü.
Genel olarak beklenen “muhteşem kapışma” seviyesinin biraz altında kalan maçta Nadal’ın, rakibi ile aynı yaşlarda olmasına rağmen çok daha büyük bir Grand Slam turnuaları finalleri tecrübesine sahip olması da, kritik oyunlarda kendini belli eden bir fark oldu. Bu yıl Roland Garros finalinde isveçli Soderling ‘e karşı da tüm kendi servisini kaybetme riski taşıyan “break-point”ları kazanan ve servisini hiç kaybetmeyen Nadal, bu sefer de Berdych’e karşı aynı inanılmaz başarıyı göstererek birbiri paşi sıra gelen iki Grand Slam finalini kendi servisini hiç kaybetmeden kazanarak ender görülebilecek bir başarıya daha imza attı.

Maçın ilk setinde 3-3 e kadar her iki raket de servislerini fazla zorlanmadan kazandılar. Yedinci oyunda Nadal çek rakibinin servisini zorlanmadan kırarak öne geçti ve hemen akabinde  kendi servisini de alarak durumu 5-3 getirdi. Nadal bu hızla rakibinin servisini bir kez daha kırarak set’ i 6-3 kapadı ve 2. sete de kendi servisiyle başlama şansına erişti.

Bu setin ilk oyununa maça psikolojik olarak dönmeye çalışan Berdych çok iyi başladı ve ispanyol rakibinin iki çift hatasından da yararlanarak iki kere servis kırma şansına erişti. Ama bu kritik toplarda Nadal iyi servis kullanarak hızlı puanlarla rakibine şans tanımadı. Böylece  ilk oyunda servisini korumayi başardı. Her iki oyuncu 2. sette 6-5 e kadar servislerini koruyarak geldiler. Seti tie-break e taşıma mecburiyetiyle karşı karşıya kalan Berdych gerilimi taşıyamadı ve servisini üst üste yaptığı forehand hatalarla sıfıra karşı kaybederek 2. seti de 7-5 kaybetti.

3. sette 1-1 de Berdych yine Nadal’ ın servisini kırma şansını yakaladı ama daha önce üç kere  olduğu gibi basit hatalarla veya limitte auta çıkan toplarıyla bu şansını kullanamadı.
5-4 e kadar tenisçiler kendi servislerini kazanmaya devam ettiler. Berdych bu süreçte akışı değiştirecek fileye sık gelme veya “winner”larını  arttırma yoluna gidemedi. 5-4 oyununda Nadal Berdych’ in servisinde önce 0-30 u yakaladı ve ardından ilk maç puanında zor durumda nefis bir forehand kruaze passing shotla rakibini filede geçerek şampiyonluğu yakaladı. Aynen Paris’ te kazandıktan sonra yaptığı sevinç gösterisini tekrarlayan ve kendini yere atan Nadal böylece Wimbledon’u 2. kez kazanırken 8. grand slam zaferini de kayıtlara geçirmiş oldu.

Böylece Marsel İlhan mucizesinin yaşandığı bu bizim için farklı Wimbledon, favori İspanyol yıldızın zaferiyle sonuçlandı.

Etiketler: Wimbledon
Yazı Tarihi: 05.07.2010
Kategori: Spor Yazıları
Paylaş
Benzer Yazılar
01 Ekim 2022
Görüntülenme:

12 Eylül 2022
Görüntülenme: