İspanyolların Nadal’ın veliahttı olarak görmek istedikleri genç tenisçi Carlos Alcaraz, Rus asıllı Alman tenisçi Alexander Zverev’i ilginç bir maçtan sonra 5 sette yenerek Paris’in ünlü Roland Garros Fransa Açık Turnuası’nı ilk kez kazandı.

Maçın ardından nazik bir şekilde kupasını ve tebrikleri kabul eden genç tenisçi ekibine seslenerek “Sizlere takımım diyebilirim ama aslında siz ailemsiniz” derken ve Zverev’in bu seneki büyük performanslarını överken, Alman tenisçi ise üzgün ve centilmen bir şekilde kendisini dinliyordu. Daha önce 2020 Amerika Açık finalinde Avusturyalı Dominic Thiem’e karşı ilk iki seti almasına rağmen yenilen Zverev, bunun dışında kaç büyük turnuanın da yarı finalinden dönmüştü... Alman sporcu 8-9 yıl önce tenis dünyasında ilerlemeye başladığı zamanlarda büyük şampiyonlukları alacağına ilk inananlardan biri bendim ama kritik maçlarda şanssızlıkları hep devam etti. 2021 yılında Olimpiyat şampiyonluğunu, yarı finalde Djokovic ve finalde Rus Khachanov’u yenerek kazanmış olması en büyük başarılarından oldu. İşte bu nedenlerle, Zverev ilk slam şampiyonluğunu tenis dünyasının genel beklentilerine göre gecikmeli de olsa kazanacağına bence inanmıştı dün… İşte bu yüzden kort kenarından Alcaraz’ı izleyişi, uzanamadığı ciğere depresif şekilde bakan mahzun kedileri andırıyordu. Hele Alcaraz’ın şu cümleleri herhalde ona fazlasıyla çarpmıştır: “Bu turnayı ben yıllardır televizyonda seyrediyordum, şimdi elimde zafer kupası var!” Hem de o kupayı kendisine on binlerce kişinin yanında veren ismin 1970‘lerin ve 80’ler başının efsane tenisçisi, İsveçli Björn Borg olması, her şeyi çok daha değerli kılıyordu.

Halbuki kendisinden 6 yaş genç olan 21 yaşındaki genç yıldız Alcaraz’ın eline, daha şimdiden 2022 Amerika Açık ve 2023 Wimbledon’un ardından gelen 3. slam şampiyonluğu olarak geçiyordu Roland Garros Kupası. Zverev kesinlikle kendi kendine “onun yaptığı neyi yapamıyorum ki?” sorusunu soruyordur!

Alcaraz ilk üç büyük finalini kazanan yedi ünlü tenisçiden biri oldu artık. Dolayısıyla şu anda artık sert zemin ve çim sahanın ardından farklı olarak toprakta da bu başarıya ulaşarak bunu gerçekleştiren en genç sporcu ve 7. isim oldu.

 

ZVEREV’İ TUTUYORDUM…

Hem oyun stilini çok beğendiğim hem de sahadaki duruşu şık olduğu için, bu maçta Zverev’i tutuyordum. Onun kariyeri konusunda yanılanlardan biri de ben oldum. Benim öngörülerime ve hesaplarıma göre onun şimdiye kadar en az üç büyük kupa kazanmış olması lazımdı… Ayrıca iki yıl önce Nadal ile oynadığı zorlu geçen müthiş yarı finalde sahadan ayak bileğini adeta parçalayarak acılar içinde çıkmış olması, gözümde onun kazanması için çok büyük bir artı gerekçe oluyordu.

 

Ancak Zverev maça üst üste iki çift hata ile başladı, olacak şey değildi bu. Daha sonra 40/30 öne geçse bile dışarı attığı bir forehand ve rakibinin nefis bir volesi ilk oyunu kaybetmesine neden oldu. Buna karşın ikinci oyunda rakibinin bazı oyun hatalarıyla eşitliği sağladı. 2-2’ye kadar geldikten sonra rakibinin servisini bir daha kırmayı başardı. Üzerine kendi servisini de kolaylıkla kazanarak 4-2’yi buldu. Setin sonuna kadar rakibinin gülle gibi gelen uzun geri toplarından rahatsız olan Zverev servisini bir kez daha kırdırdı ve set 6-3 ile Alcaraz’a gitti.

İkinci setin ilk oyunu çok çekişmeli geçti ve Alcaraz 40/0 ile başlamasına rağmen Zverev 3 kere rakibinin servisini kırma topu elde etti ama şanslarını değerlendiremedi. 2-2’ye kadar, taraflar servislerini kazandılar fakat o noktada Zverev rakibinin güçlü vuruşlarını dengeleyerek servisi kırmayı başardı. Ondan sonraki servis oyununda harika bir paralel forehand vuruşla rakibinin oyunu kapamasını engelledi fakat ardından Zverev çılgın bir ters dekruaze vole ve ardından sert servislerle durumu 4-2’ye getirdi. Setin en önemli yedinci oyununda Alcaraz 40/15’ten kendi servisini kaybetti. Zverev’in nefis bir forehand winner’ı ve rakibinin bir çift hatası bu noktada etkili oldu. Zverev arkadan kendi servisini de alarak seti 6-2 kapadı, 1-1 eşitlik geldi.

Üçüncü setin başında Alcaraz güçlü düz vuruşlar ve servislerle 40/15’i buldu. Sonra bir çift hataya rağmen harika bir kısa topla ilk oyunu aldı. Daha sonra 3-2’ye kadar, taraflar kendi servislerini oldukça kolay kazandılar. O noktada rakibinin hatalarından faydalanan ayrıca çok güzel bir smaç vuran Alcaraz Zverev’in servisini kırmayı başardı ve durum 4-2 oldu. Her zamanki gibi en önemli oyun olan yedinciyi de Alcaraz büyük sorunlar yaşamasına rağmen rakibinin üç servis kırma puanından faydalanmasından sonra kazanarak durumu 5-2 yaptı. O noktada herkes üçüncü seti Alcaraz’ın hanesine yazmışken, Alman tenisçi iki kere kendi servisini kazanıp rakibini de ilk fırsatta bir kere kırarak durumu önce eşitliğe taşıdı, ardından da rakibinin psikolojik düşmesinden de istifade ederek aynı hızla devam etti ve seti inanılmaz bir şekilde beş oyun üst üste kazanarak 7-5 kapadı.

 

ZVEREV Mİ KONSANTRE OLAMADI, YOKSA ALCARAZ MI HIZ ARTTIRDI?

Dördüncü ve beşinci seti beraber ele almak lazım. Setlerde 2-1 öne geçen Zverev, birden önemli sayıları kaybetmeye başladı. Dördüncü setin en kritik oyununda Alcaraz 2-1 öndeyken İspanyol tenisçinin servisinde Zverev 0-40’ı buldu; sonraysa üst üste yaptığı cömert hatalarla kayıp servisini geri kazanma şansını kaybetti. Setin geri kalan kısmında devamlı puan kaybeden bir Zverev vardı. Kah Alcaraz’ın inanılmaz müdafaa hamleleri kah Zverev’in denediği absürd vuruşlar kah kaçan inanılmaz kolay voleler, fileye gömülen sert forehandle vardı. Beşinci setin dördüncü oyununda Alcaraz 15/40 gerideyken yan hakem çift hata verdi kendisine. Ancak ortadaki bu kararı değiştirdi ve ardından Alcaraz 3-1’i buldu. Zverev bundan sonra gerçekten büyük bir varlık gösteremeden neredeyse oyunları etkileyen her kritik puanı kaybetti. Yaptığı kısa toplar yani sözde drop shotlar, neredeyse rakibinin servis çizgisine düşecek kadar uzun gidiyor, en önemli bazı puanları bu akıl almaz hatalarla kaybediyordu.

Aslında bu iki setin genelinde Zverev toptan uzaklaşmadı ama gidip gelen oyunlar ve kritik sayılar onu sevmedi; kendisi hiçbir aşamada maçtan veya şampiyonluktan vazgeçmedi, ama 9 Haziran Pazar, Fransa’da yıldızlar onunla aynı çizgiye gelmeyi reddediyordu adeta…

 

Halbuki bu finale gelene kadar 19 saat 27 dakika oynayarak, 1991’den beri tutulan zamanlar içinde rekor kırmıştı. Paris’ten hemen önce Roma toprak turnuvasında finalde, sürpriz formda isim Şilili Jarry’yi 2-0 yenerek şampiyon olan Zverev, bunun ardından Paris şampiyonluğunu da kaldırmayı beklerken genç rakibinin bacağındaki sakatlığın arada nüksetmesi ve sahaya girip çıkan doktor ekibinin varlığıyla biraz gevşedi mi? Olabilir. Tenis o açılardan çok kötü bir oyundur. Kimin enerjisini ne zaman üçle çarpacağı veya kimin maça asılma güdüsünü kilit altına alıp yok edeceğini ancak kendisi karar verir… Sonuçta Alcaraz 2.400.000 $’ı cebe atarken Zverev’in derdi kesinlikle bu paranın ancak yarısını almak değildi. Bir işe yarayacağına inansa, tersine ödül miktarına bir adak adar, yine de şeytanın bacağını kırmaya çalışırdı Paris’i kazanarak. Zverev’in mutluluk gözyaşları bir başka bahara yani Slam’e kaldı. Temmuz ayında Wimbledon’da elinden geleni ardına koymayacağından emin olabilirsiniz!

Yazı Tarihi: 12.06.2024
Kategori: Spor Yazıları
Paylaş
Videolar
Alt
Akılda Kalan'ın ikinci bölümünde, iki yaşında başladığı resim sanatını; dünyanın yüzlerce şehrini dolaşan sergilerini; yazarlık serüvenini; tenis kortlarındaki günlerini; ışıltılarla dolu sanat yıllarını ve çok daha fazlasını Veyis Ateş soruyor, Ressam-Yazar Bedri Baykam yanıtlıyor.