Bazen bir futbol müsabakası futbolun çok ötesinde anlamlar ve gerginlikle taşır. Nadiren… Dünkü maç bunların en “kırmızı alarm” vereniydi. Ve Fenerbahçe camiası bu maçtan yalnız üç puanla değil, alnının akıyla çıktı. Bütün gerçek sporseverlerin korkusu bu maçın 3 yılın ve son 5 ayın “kanlı” bir hesaplaşması şeklinde geçeceği yönündeydi. Özellikle Sadri Şener ve Şenol Güneş’in yaptıkları provokatif açıklamalar ne yazık ki ibreyi yukarı kaldırmıştı. Fakat Fenerbahçeli yöneticiler bu tuzağa düşmemeyi başardılar. Bu maçın futbolumuz adına olaysız geçmiş olması normalleşme yönünde atılmış çok önemli bir adımdır.
Aykut Kocaman sahaya maçı kazanmaya mecbur olduğunu bilen ofansif bir kadro çıkarttı. Tek anlaşılmazı Baroni yerine Selçuk’u tercih etmesiydi, ama Kocaman’ın da bu sürprizlerine artık alıştık!
Her iki takım da ilk yarıda sert ve temkinli bir futbol oynuyorlardı ve hedef her şeyden önce gol yememekti. Orta sahada özellikle Selçuk’un kaybettiği toplarda Trabzonspor çeşitli tehlikeler yaratabildi. 18’de Burak’ın kafasını 1.5 metreden Volkan çıkarmasa maç ne olurdu bilemiyorum.
Topuz galiba neredeyse iki yıldır galiba ilk defa gol attı, ama ne attı! Kornerden gelen topa vurduğu kafa yan ağlara giden bir mermi gibiydi. İşte bu gol dünkü gladyatörler savaşının tek parlama anı olarak defterlere yazılacaktı. Ama biz henüz bunu bilemezdik maç akarken...Serdar’ın sanki 40 yıllık Fenerli gibi gösterdiği başarılı oyun, golden sonra da temposunu kaybetmeyen Trabzon’u durduran en önemli unsurdu. Stoch bu maçta sanki yerini ve işlevini tam anlamıyla bulamamıştı.
İkinci yarıda Trabzon 10 kişi kaldıktan sonra Fenerbahçe’nin maçı artık koparacağını sananlar yanıldı, çünkü sanki 10 kişi kalan sarı-lacivertlilermiş gibi Trabzon ikinci yarıya ağırlığını koydu. Oyun son yarım saatte tam bir gladyatörler savaşı olarak geçti. Fauller, sakatlananlar, karşılıklı kaçan goller ve heyecandan yerinde duramayan 50 bin seyirci. Dün Fenerbahçe özellikle Volkan, Yobo ve Serdar’ın savunma başarıları ve futbolcularının maçı alma yemini sayesinde bu galibiyeti koparırken özellikle başkanını ne kadar mutlu olduğunu biliyordu. Ama kim ne derse desin dünkü maçta galibiyetten daha fazla mutlu eden Aykut ve Şenol Güneş’in maçtan önceki karşılıklı tebrikleri, Gökhan Gönül ün rakibinin kırmızı kartını engellemeye çalışması ve Fenerbahçe seyircisinin birkaç küfre rağmen itidalli davranışıydı. Herşeyden çok futbol ve centilmenlik kazandı...