Atatürk’ün kültür devrimi üzerine inşa ettiği bu Cumhuriyet’e ihanet ederek büyük önderin ardından bir modern veya çağdaş sanat müzesi kurmamış devletimizin siyasetçileri, bir bayram tatili haftasında, bu satırlarımı “yine sanat sanat diye tutturuyor bu adam?” şeklinde okurlar herhalde... Bugün makalemin konusu doğrudan siyasetçilerimizin hepsinin ruhuna işlemiş bu sanat ve müze düşmanlığı değil. Ona maalesef aşılıyız, hiçbir zaman alışmayacak olsak da. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş olan bu zavallı durum, sakın zannetmeyin ki yalnız son 20 yılımızı ilgilendiriyor. Bu durumun suç ortakları arasında 1950’den beri kurulmuş her hükümet var. Sorsanız hepsi size bahane olarak “Ülkenin birçok başka dert önceliği vardı. Buna gündemimizi ayıracak ne vaktimiz ne de paramız vardı” derler.
Maalesef konumuz yalnızca sanatın, müzelerin uluslararası planda en büyük saygınlık ve prestij unsuru olduğunun bilinmemesi değil. Vazgeçtim bu konuların ağır faturasından; 80 yıldır her şeye paranız oldu, on binlerce camiye, yüzlerce tarikata, dev bir Diyanet bütçesine, sayısız lüks araba, uçak, lüzumlu lüzumsuz gökdelen gibi israflara, her türlü silahlara, savaşlara, hepsine… ama, müze kuracak paranız yok, peki! Bugünlük hadi diyelim ki bahaneleriniz geçerli!

 

ANKARA TENİS KULÜBÜ YERİNDEN EDİLEMEZ!
Ama konu yalnız müze ve sanat düşmanlığınız değil; asıl konu, kalıcı kültüre, eski değerlere olan inançsızlığınız ve saygısızlığınız. Konuya direkt girelim: Ankara Tenis Kulübü (ATK)… Nedir bu binaya, içerdiği değerlere, kapsama alanında kalan başkentin Cumhuriyet dönemi spor tarihine duyduğunuz umursamazlık?
Kimse tenisi sevmeye mecbur değil. Ama nasıl ülkemizin ilk parlamentosuna, Pera Palas gibi tarihi otellerine, İstiklal Caddesi veya Kızılay gibi yeri doldurulmaz kent simgelerine bir saygı gerekiyorsa, ATK’da o kadar saygıyı hak ediyor.
50’li yıllardan bugüne neredeyse 75 yıldır bu kulüpte sayısız Türkiye Şampiyonası, Ankara Şampiyonası, uluslararası maçlar oynandı. Ben 15-22 yaş arası orada sayısız ulusal ve uluslararası maç oynadım. Bunlar arasında iki Türkiye Şampiyonası finali vardı. En güzel gençlik arkadaşlıklarımı, aşklarımı, heyecanlarımı İstanbul’da benim kulübüm olan Tenis Eskrim Dağcılık’ta (TED) yaşadığım kadar ATK’da yaşadım. Tenis yıllarımızda kalan tüm arkadaşlıklarımız halen “Tahta Raketler” grubumuzda yaşıyor. İstanbul’da, Türk tenis ve sosyal yaşamının büyük merkezi olan Taksim, Elmadağ’da yer alan TED maalesef kültüre bu açıdan saygı duymayan bir belediye anlayışının kurbanı oldu. Yarım asır boyunca sporun, tenisin ve sosyal yaşamın kalbinin attığı muhteşem santrkort ve kulüp binası yıkıldı ve 5 yıldızlı bir otel bu tarihi greyderlerin altına aldı. Türkiye’ye o kadar olumlu katkısı da olmuş Dalan’ın bu ağır suçunu hiçbir zaman mazur göremeyeceğim. Siz İngiltere’ye 500 milyar $ verseniz, sanıyor musunuz ki Wimbledon’un yıkılmasını kabul ederler?
Şimdi ise Ankara’nın bu simge mekanı ağır bir tehdit altında. 2010’da kaybettiğimiz değerli mimar Reha Ortaçlı’nın dönemin modern mimarisini kendi yorumuyla sunan ve özgün mekansal niteliklerini tüm müdahelelere rağmen aynen koruyan bu başyapıtını yerinde tutmak, her aydının görevi. Üstelik kulüp binasının hemen önünde yer alan kortlar, Türk tenis ve sosyal yaşam tarihinin tüm hatıralarını barındırıyorlar. 19 Mayıs Tenis Kulübü, adeta iktidarın Cumhuriyet ile hesaplaşmasının kurbanı edilmek isteniyor.

 

ESKİ ESER OLARAK DERHAL TESCİL EDİLMELİ
Ankara Mimarlar Odası, özgün mimari değer taşıyan bu eski eserin korunması ve tescillenmesi için 24 Haziran’da Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne resmi başvuru yapmış. Umarım, idari yargıya müracaat edilerek yürütmenin durdurulması kararı alınır ve karar çıkıncaya kadar kimse ATK’ya dokunamaz. Kaldı ki, stadın yıkım çalışması başlarsa, hakları ihlal olanlar idari mahkemeye dava açabilirler. ATK’yı, yeni yapılacak stad projesine entegre etmenin yolları aranıp bulunabilir.

Bu arada, Ankara AKM alanı, yakın zamanda millet bahçesine dönüştürüldü. Bir iddia da, 19 Mayıs alanındaki spor yapılarının yıkılarak millet bahçesinin büyütüleceği yönünde… Kültür ve spor tarihimize önem veren “milletin bir vekili” acil aranıyor!

Yazı Tarihi: 14.07.2022
Kategori: Spor Yazıları
Paylaş
Videolar
Alt
Bedri Baykam "Gerçekleştirdiğim en önemli yapıtlardan biri" olarak tanımladığı "Burası Benim Hamamım"ı anlatıyor.