Geçen hafta “CHP’nin Tehlikeli İkilemleri” başlıklı yazımı eminim “Y-CHP”ye kızan onca Atatürkçü ve sivil toplumcu, hak vererek gündemine aldı. “İşte bunlar CHP’nin kulağına küpe olsun” diye birçok arkadaşımın bu yazıyı yaydıklarını biliyorum. Bu seferki yazıma verecekleri tepki ise ne olursa olsun Türkiye’nin önümüzdeki seçimlerini ve kaderini etkileyecek.Türkiye’de bugün 29 Ekim’lerde meydanları dolduran ve milyonlarla ölçülen muhalefetin içinde ADD’liler, ÇYDD’liler, TGB’liler, İP’liler, DİSK’liler, sendikacılar ve sandıklara gitmeyenler var. Her toplumsal eylemde kol kola girip beraber yürüdüğüm bu kardeşlerimin her biri, bu iktidardan kurtulmak istediklerini haykırıyorlar. Peki, nasıl başaracaklar? Tek seçenekleri AKP’yi sandıkta yenmek değil mi? Bu veriye göre hareket edeceklerse, bakalım ellerindeki kozlar hangileri...Herhalde tüm dinamik yapısına rağmen İP’yi bir iktidar alternatifi olarak görmek mümkün değil. Son sondajlarda yüzde 2’ye yükselmiş olması çok sevindirici olsa da, bu noktanın da uzaktan yakından AKP’yi tehdit edebilecek bir potansiyel oluşturamayacağı ortada. DSP, Masum Türker’in sağlam şirinliklerine rağmen, Ecevit’in son bitik döneminden de gerilerde. MHP’yi alternatif bir muhalefet partisi sananlar, bunun bedelini siyasi gerilimlerin her kritik virajında acı şekilde ödemeye devam ediyorlar. Diğer küçük partilere hiç girmiyorum. Oturdukları apartmanda eşleri için “Kocam parti başkanı” diye komşularına böbürlenme şansı verme dışında hiçbir getirisi olmayan bu uğraşı kritik günlerde hâlâ sürdürebildikleri için Allah akıl fikir ihsan eylesin diyorum. Demek ki, ortada bir tek gerçek var: CHP dışında, uzaktan yakından AKP ile rekabet ihtimali olan parti yok. Halbuki girişte söz ettiğimiz o tepkisel kitlenin büyük bir kısmı, CHP seçmenleri arasında değil. Sorsanız, her biri CHP’ye -çoğu sonsuz haklı sebeplerden- tepkili. Zaten bu gerekçeleri geçen hafta özetledik. Yani sandıkta elleri CHP’ye gitmiyor; ama bu iktidardan kurtulmak için neredeyse yaşamlarından olmaya razılar! Peki, bu ikilemi aranızda anlayabilen var mı? Dünya tarihi daha trajikomik bir çelişki gördü mü?Tabii bir kesim daha var. Onlar bu derneklerde çalışıp, bu meydanlarda yürüyüp, hatta belki CHP’ye oy verip, kamuya açık siyasi söylemlerinde hiçbir şekilde CHP’ye destek vermeyenler. Onlara göre “Biz her partiye eşit uzaklıktayız” gibi standart saçma lafları orta yere bırakmak çok daha garantili. Ama ortaya yaydıkları bu belirsizlik, iktidara yarıyor. Yani“Ben taraf tutmam, ben CHP’li değilim” tavrıyla bu sözde muhalefet, resmen intiharına koşuyor! Çünkü seçimlere koşarken tek bir B planları yok! Hem de tüm sivil-imam toplumcuları, var güçleriyle kapı kapı gezip iktidarı savunurken... Silivri’ye gidip bir sorun bakalım demokrasi nöbetçilerimize,“aferin” derler mi bizim “tarafsız”lara?Peki, CHP’ye kızgınsın, diyelim ki üzerinde siyaset yaptığı zemini kaypak buluyorsun, hatta genel başkanından şu ya da bu vekiline kadar birçok siyasisini ölesiye eleştiriyorsun... İyi de bu partinin içine girip eleştirdiğin dağlara kılıç sallamaktan başka seçeneğin yok ki... Pardon var! O da CHP’yi yıpratacak her tavrı ve tepkiyi gösterdikten sonra, seçimlerde AKP bilmem kaçıncı zaferine koştuğunda, oturup şikâyet edip ağlamak, “Eyvah şimdi bu sonuçla bu adamlar kim bilir daha neler yaparlar devrimler aleyhine!” diye hayıflanmak... Bu durumu algılayan bir yabancı siyasetçi ne der biliyor musunuz? “Siz sahte muhalifsiniz. İktidardan şikâyet ettiğiniz filan yok. ‘Gibi’ yapmakla yetiniyorsunuz. Çünkü gerçekten arkadaşlarınızın hapiste olmasından ve faşizmden yakınsanız, ne yapar eder, CHP’ye seçimi kazandırmak için ölesiye çalışırsınız. Ama siz tam tersine ya‘tarafsızız’ diye tempo tutuyorsunuz ya da daha ileri gidip CHP aleyhine çalışıyorsunuz. İnandırıcılığınız kocaman bir sıfır!”
Herhalde bu ülkede CHP’yi benim kadar eleştiren 2-3 yazar ya vardır ya yoktur. Buna rağmen her seçimde yapılan tüm abartılı parti içi gafa, hataya ve komik derecede hatalı aday seçimlerine rağmen CHP’yi destekliyorum. Neden mi? Çünkü ben ilkokulda, matematikte sınıfın en iyilerinden biriydim ve hangi sepette daha çok bilye olmasını istediğimi biliyordum da ondan. Rakibi olduğum sepeti kazandırmak istercesine asalak bir hedefe koşmuyorum; siyasi hedeflerime bakıp öyle kararlar alıyorum, ideolojimi uçurumdan aşağı itmiyorum da ondan. Bilmem anlatabildim mi? Haftaya devam!