18 Kasım Perşembe yayınlanan makalemde, Londralı bir hakimin benzer bir vakada aldığı karara istinaden şunları kaleme almıştım: (Üsküdar’da caminin önünde bir çifte saldıranlara karşı) “Umarım ki Türkiye’de de vicdanlı hakimler, savcılar çıkar ve bu saldırganlara ‘Cezanız 7 ay ve 7 yıl. 7 ay sokakta gençleri gece yarısı darp ettiğiniz için, 7 yıl da Türk gençliğini, camilerin sevgiye karşı tahammülsüz, önünde bekleyen insanların da saldırgan ve fırsatçı olduklarına inandırmaya teşebbüs ettiğiniz, toplumun huzurunu kaçırdığınız için’ derler…”
Sonra, bildiğiniz gibi başka bir maganda Kadıköy metrosunda bıçağı eline aldı ve küfürlerle kadınları tehdit etti. 22 suçtan sabıkalı bu adam gözaltına alındıktan sonra Savcı Fatmagül Yörük bakın özetle neler dedi: “Şüphelinin eylemi yalnızca müştekilere yönelik değil, tüm kadınların özgürce yaşama, sokakta bulunma ve hayatlarına devam etme haklarına saldırıdır. Sokaklar, metrolar, korku dolu değil güven dolu olmalıdır. Şiddeti, yasaları uygulayarak engelleyebiliriz”.
Bu korkunç olaya rağmen ben nasıl mutlu olmayayım? Yazım çıktıktan yalnız sekiz gün sonra, bu satırlara imza attı sayın Savcı. Ancak “helal olsun” denir. En büyük dileğimiz, Türkiye’deki hakim ve savcıların hepsine örnek teşkil etmesi!
ŞİDDETİN DELİRDİĞİ VE DELİRTTİĞİ ÜLKE…
Yalnız üç hafta önce size yine kadın cinayetleriyle ilgili bir yazı yazmıştım. Üç haftada, maalesef kadınlar öldürülmeye devam etti. Bu da yetmedi, ardından 3 yaşındaki Müslüme’nin cinayeti geldi; bir sürü iğrenç gerçekle birlikte…
Adalet sistemimize sormak istiyorum: Değerli hakimler ve savcılar, sizce Türkiye’de her türlü şiddeti kullanan insanlar hak ettikleri caydırıcı cezaları alıyorlar mı?
-Her gün gazetelere yansıyan, sağlık personeline yönelik saldırılardan başlayalım: Özellikle bu salgın döneminde bizler için her türlü yaşamsal riski alarak toplum sağlığını korumaya çalışan doktorlar ve bütün sağlık çalışanlarına sürekli fiziki saldırılar gerçekleştiriliyor, küstahça küfürler ediliyor. Bu haberlerden bıktık, bu eli öpülesi insanlar karşısında yerin dibine batıyoruz.
-Hemen ardından toplumu ciddi şekilde tehdit eden trafik magandaları geliyor: İkiye ayrılıyorlar, ilk grup en hızlı şekilde makas atarak ilerleyen ve her an zincirleme kazalara neden olabilecek sorumsuz güruh. Bu serseriler, ölümlere neden olmasına rağmen görmezden gelinirken, saatte 50 yerine 60 ile giden vatandaşlar büyük cezalara çarptırılıyor. Alkollü araç kullanıp ölüme sebep olan ama bir şekilde ceza almaktan kurtulanların konusunu hiç açmıyorum. İkinci grup ise “Önümü kestin!”, “sen bana nasıl korna çalarsın!”, “ne bakıyorsun!” gibi işi psikopatlığa bağlayan ve kavga edecek bahane arayan “tescilli manyaklar”. Bazısı yanında beyzbol sopası hazır bulundurur, bazısı tabanca taşır bazısı da belinde bıçak… Ve bunları kullanmak umuduyla evden çıkarlar.
-Sıra “komşu” saldırılarında: Bunların da uydurulmuş çeşitli bahaneleri vardır. “Kedileri besledin”, “gürültü yaptın”, “evine erkek aldın”.
-En gelenekseli de rastgele terör estiren sokak magandaları: Sen kendi yolunda yürürken “omuzuma değdin”, “yan baktın”, “belanı mı arıyorsun” parodileri üstünden saldırıya geçerler.
LÜTFEN ARTIK BU HADSİZLERE HAKETTİKLERİ EN AĞIR CEZALARI VERİN!
Adalet sistemimize soruyorum, insan onurunu hiçe sayan, cinayet işleyen, bir insanı hastanelik edene kadar döven, taciz eden bu magandalar sizce yeterli ve caydırıcı bir ceza alıyorlar mı? Yoksa tersine “Ne olacak ki, nasıl olsa ceza veremezler” özgüveniyle hiç umursamadan bu suçları işlemeye devam mı ediyorlar?
Her gün, bu kişilerin polis tarafından gözaltına alındığını ve ardından serbest bırakıldığını duyuyoruz. Maalesef bu, vatandaşlık ve insan haklarını yıpratıcı, çok ağır bir durum. Siyasilere, adalet sistemimize, Anayasa Mahkemesi Başkanımıza, demokratik kitle örgütlerine soruyorum, bu duruma nasıl son vereceğiz? Daha kaç kişinin ölmesi lazım? Savcılarımızdan ve hakimlerimizden rica ediyorum, lütfen Savcı Yörük’ün mütaalasını örnek alın. Lütfen, şiddetle şımarmış, ahlaksız ve sokakları mafyanın arka bahçesine çeviren bu hadsiz kendini bilmezlere artık en ağır cezaları verin!