“Alt tarafı bir çiçek toplayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz. Vicdansızların, sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük.” 

 

Nazım’ın bu dizelerini ve her dizesini en iyi Genco Erkal okurdu… Daha dün gibi geliyor bana 1989’da “Aslan Asker Şvayk” piyesinin dekorları için yaptığımız harika işbirliği. Benim bu mizansen için gerçekleştirdiğim 35 kadar renkli desenin projeksiyonlarının önünde oynanmıştı oyun. 

Hayvan dostlarımızı kurtarmaya çalışırken kaleme aldığım bu makaleyi bitirdikten sonra öğrendim sevgili Genco’nun kaybını… Aydınlanmamızın tiyatro ustası, ülkemizin sol vicdanı, sahnelerin tartışılmaz hakimi, Dostlar Tiyatrosu’nun büyük yaratıcısı, büyük dost, güzel insan Genco, artık sonsuza dek bu ülke halkının kalbinde yaşayacak… Hayvanların yaşam hakkı için verdiğimiz mücadeleyi onun adına da sürdüreceğiz.

 

Geçen hafta yazdım diye bu hafta hayvanlara karşı hazırlanan katliam yasasını tekrar gündeme getiremem mi sandınız? Hiç zannetmiyorum, siz beni tanırsınız. Akıl almaz bir kararlılıkla hazırlanan soykırım yasasına karşı susmayacak insanların başında olduğumu bilirsiniz. Soykırım yasası derken maalesef abartmadığımı çok iyi biliyorsunuz. Bu ülkede, hayvanlara karşı çeşitli bahaneler öne sürülen bir ölüm tezgahı hazırlanıyor! Bunu görmemek için ya kör olmak lazım ya da çok önyargılı bir katliam taraftarı! Alman komutanlar bir masa etrafında toplanıp Yahudileri toplu ölüme göndermek için gaz odalarını icat ettiler ve nihai çözüm olarak bu ölüm yöntemlerini keyif içinde geliştirdiler ya, aynı duruş.

 

Muhalefetin, hayvanseverlerin ve STK’ların senelerdir yaptığı çalışmaları ve verdiği önergeleri hiç saymıyorum bile, 42 saati aşan komisyon toplantıları ve en son mecliste verdikleri savaş tarihe geçti. Ama parlamentodaki hayvan düşmanları inatlarından vazgeçmedi, onlar da gece yarılarına kadar soykırımı uygulayabilmek için uğraştılar. Utanç oylaması geçirilince, nihayet tatile çıkabileceklerini hisseden AKP ve MHP milletvekilleri büyük bir zafer mutluluğu içinde yüce meclisin orta yerinde bir sözle demokratik zafer hatıra fotoğrafı çektirdiler. Utançtan yüzleri kızarmayan iktidar vekilleri, herhalde çıktıkları tatillerde güneşten suratlarını kızartmayı planlıyorlar. Hiçbiri o fotoğrafın nasıl eskiyeceğinin ve tarihe hangi kapısından gireceklerinin hiç farkında değiller. Başka hangi fotoğrafla yanyana hatırlanacak biliyor musunuz? Hani Ensar Vakfı’nda çocuklara tecavüz edenleri aklayan dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı hakkında meclise verilen gensoru önergesini reddederken kahkahalar içinde fotoğraf çektirmişlerdi ya, işte o fotoğrafla! Şayet hala inanıyorlarsa, Tanrı taksiratlarını affetsin! 

 

SAYIN BAHÇELİ İSTİFA EDECEK Mİ?

İşin içine tarih girdiği zaman aklıma Devlet Bahçeli’nin yine geçen hafta yaptığı konuşma geldi! Köpeklerden bahsederken “Onlar Cenabı Allah’ın bir yaratığıdır” diye sözünü bitiren Bahçeli onun öncesinde de şu cümleleri söylemişti, “Hayvanları sever, köpekleri dost kabul eder, bu sebepten köpeklere karşı uygulanacak her yanlışa karşı dururuz. MHP üzerine düşeni yapacaktır, kimse merak etmesin.”  

 

Devlet Bey ne güzel cümleler etmişsiniz, gerçekten mütehassıs oldum! Hassasiyetiniz için gerçekten teşekkürler! Siz bu güzel cümleleri kuruyorsunuz, ne var ki grubunuzun milletvekilleri büyük bir heyecan içinde köpekleri infaz edebilmek için gece gündüz mesai yapıyorlar… Sayın Bahçeli yanlış anlamayın, herhalde en geç bu hafta sonu istifa edeceksiniz değil mi? Grubuna bu kadar hakim olamamak ve kendi Genel Başkalarını değil başka bir partinin Genel Başkanı’nın sözünü dinleyen milletvekillerine sahip olmak herhalde size dehşet verici geliyordur. Bu cümleleri kurduğunuza göre siz de hayvanları çok seviyorsunuz, siz de bu katliamcı tasarıdan eminim nefret ediyorsunuz. Türklerin tarihte köpeklerle nasıl dost olduğunu yıllardır güzel şekilde anlatıyorsunuz… Peki neden milletvekilleriniz sizin görüşlerinizi dinlemiyor Sayın Bahçeli?

 

Biliyorum sizin kafanız karışık Devlet Bey, ama bir de AKP Rize Milletvekili Harun Mertoğlu’nun durumuna bakalım… Bu beyfendinin aklı sizden bile çok daha karışık! Kendisi, parlamentoda muhalefet milletvekillerinin “kısırlaştır” formülü için, hayvanlara danışılıp danışılmadığını ve üremek haklarının ellerinden alınamayacağını söyledi. Yani “üreme haklarını” ellerinden alamayız ama “yaşam haklarını” alabiliriz, öyle mi!? 

 

Muhalefet milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları, hayvanseverler ve bizler bu konuda eşek gibi çalışıyoruz. Serra Kadıgil, Ali Mahir Başarır, Aliye Timisi Ersever, Gülistan Koçyiğit gibi milletvekilleri parlamentoda büyük bir savaş verirken, Haydar Özkan gibiler demokratik kitle örgütlerini, basını ve sosyal medyayı inanılmaz bir hareketlenmeye taşıdılar. CHP, şimdi bu katliam yasasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak. Kendilerine teşekkür! İnanıyorum ki, AYM bir an önce üzerine düşeni yapacak ve bunu iptal edecek!                                                                                               

 

HER CANLIYA YAPILAN KATLİAMA KARŞI OLMALIYIZ

İstanbul’daki sanat merkezim Piramid Sanat’ın ekibi olarak toplam 8 kedi, 4 köpeğimiz var! Bu yasa henüz Resmi Gazete’de yayınlanmadı. Ama şimdiden yapabileceğimiz kampanyaları planlamaya başlamalıyız. Hatta bireysel olarak size söylüyorum, bir canı sahiplenmeniz için hiçbir kampanyayı beklemenize gerek yok. Kendiniz için harika bir şey yapın ve bir canı evlat edinin.

             

Bu yasaya çıkması için destek verenler maalesef doğanın dengelerini ve dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlayamamış bencil birer insan olduklarını bilsinler… Benim gözümde sivil, çocuk, kadın demeden Filistinlileri bombalayan veya Yahudileri gaz odalarına yollayan zihniyetle köpeklerimizi benzer yöntemlerle topluca yok etmeyi düşünebilen insanlar arasındaki benzerlik dehşet verici! Bu duyduklarına kızabilirler ama yapabileceğim bir şey yok, ben her canlıyı seviyorum! Danimarka yakınlarında, Faroe Adaları’nda yaşasak  orada da sözde “geleneksel” (!) yunus ve balina katliamına karşı aynı savaşı verirdik.  Bunu anlamak zor mu? Köpek ve kediler evimize sığıyor, ve onlarla göz temasımız ve kişisel arkadaşlıklarımız var.  Yunus ve balinalar ise bizim yaşam alanımızda değiller, Ama onlarla bile içgüdüsel ve görünmez dostluk frekanslarımız var! Bütün doğaya ve canlılarına karşı sevgi ve saygı, dünyadaki insanların en az yarısının, olmazsa olmaz olmaz varoluş şekli.  Ve bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez!

Yazı Tarihi: 01.08.2024
Paylaş
Benzer Yazılar
Videolar
Alt
Sanatçı Bedri Baykam'ın "Genel ve Çok Özel İlişkilerin Sakıncalı El Kitabı" isimli yeni kitabı için, Piramid Sanat’ta imza günü düzenlendi. Okurlarıyla buluşan sanatçı, yeni kitabını anlattı.