Değerli CHP MKYK Üyeleri ve Sayın Genel Başkan,

Türkiye Cumhuriyeti, genç tarihinin en hayati seçimine giriyor. Yazılarımı okuyanlar itiraz edebilirler: “Bedri Bey, özellikle 1993’ten beri zaten hep bunu söylüyorsunuz, bugünün farkı ne? Boş yere insanları panikletmeyin!” Bunun yanıtı kolay: Her aşamada yobazlığa karşı en büyük kale olması gereken CHP’nin ağabeyliğini üstlendiği alanı en sert şekilde ikaz edenlerden oldum. Tehlike hep vardı. 1994’te CHP, SHP ve DSP, bölünmelerin bedelini ölçebilecek çapta siyasiler tarafından yönetilmiyorlardı. Bizleri dinlemedikleri için Erdoğan ve Gökçek efsaneleri ortaya çıktı. “Refah” Türkiye’yi adım adım kargaşaya taşıdıktan sonra, 1998’deki koalisyon dönemi sahte umutlar getirdi. Bunun ardından AKP iktidarı başlayabildiyse, bunun kökeninde yine Türk siyaset arenasının kaprisleri vardı. Birleşememek, potansiyel destekçilerini küçümsemek, tabanın sesini dinlememek, ne yazık ki bazı siyasetçilerin tekrarlamaya şartlandıkları ölümcül hataları oldu.

CHP’nin değerli siyasetçileri... Parti nihayet bizi bir ölçü de olsa dinledi ve milletvekilliklerinin önemli sayılabilecek bir yüzdesini tüm üyelerin katıldığı önseçimle belirliyor. Kontenjanın gerçekten %5’e düşmesi ve parti içi demokrasinin kusursuz uygulanması tabii ki nihai temennimiz. Öncelikle bu önemli karardan dolayı sizleri tebrik etmek isterim.

CHP, bu ay sonuna kadar tüm adaylarını ve kontenjanlarını belirleyecek. Birçok arkadaş, seçilmeyi bekliyor. Ama halkın sesini dinlersek, gündem daha farklı. Halkımız CHP adaylarının, Partinin AKP diktasına karşı muhalefeti birleştirip birleştiremeyeceğini merak ediyor. Çünkü artık rejimi alaşağı etmek isteyen çarpık iktidar anlayışı, dünyada benzeri olmayan bir diktatörlüğü yaşama geçirebilmek için bu seçimleri bekliyor. Bir yandan dünya kültür mirasını ve insanlığı yok etmeye kararlı IŞİD’e göz kırpan, diğer yandan savurganlık, yolsuzluk ve hukuksuzlukla Cumhuriyet’i çökertmeye kararlı bir zihniyetin sandıkta yenilmesi şart. Peki stratejinizi kurdunuz mu? Geçmiş seçimlerde ısrarla yapılan hataları tekrarlamamayı başarabilecek misiniz?  

Şu anda CHP dışında solda çok aktif odaklar var. Başta Vatan Partisi ve Haziran Hareketi. Her ikisi de medyada görünen oy potansiyellerinin çok üstündeler. Vatan Partisi, gerek Doğu Perinçek’in kararlı kimliği, TGB’nin gençler arasındaki gücü, gerek Ulusal Kanal ve Aydınlık’ın medya etkinliğiyle çok önemli bir direnç merkezi. Ayrıca Vatan Partisi’nin, merkez sağ muhalefetin bir kısmını da bünyesine toplayabileceği yadsınamaz. Haziran Hareketi ise, önemli bir kısmı Gezi’ye de katılmış diğer sosyalistler ile, laik eğitim ve yolsuzluğa karşı sokaktan örgütlenerek sesini halka duyurmayı başarmış önemli bir oluşum. İçinde ÖDP’den de, TKP’den de, bağımsızlardan da arkadaşlar var.

Bu iki önemli odağın toplamından da daha önemli bir seçmen kitlesi mevcut: Siyasete küsmüş, CHP’ye yıllardır kızgın, sandığa gitmeyen ama AKP karşıtı olan kararsızlar... İşte o oylar için, acil olarak farklı bir duruş sergilemesi lazım CHP’nin. Bu iki odağa da hitap etmek için CHP’nin kendi kabuğunu çatlatması ve diğer oluşumlara açıklığını göstermesi lazım. Burada Parti içinden itiraz sesleri yükseliyor: “Neden hep bizden fedakarlık isteniyor? Daha önce yaptığımız birleşmeler ne fayda sağladı ki?”. Bunların yanıtı basit: CHP solun kalesi, esas “ağabeyi”. Birleşme, sinerji yaratma talebinin ondan gelmesi doğal. Bu bir gurur meselesi değil, küpünü oyla doldurmaya mecbur bir liderlik yarışçısının kaçınılmaz arzusu olmalı.

Sizlere halkın dev bir talebini tekrar iletmeyi görev biliyorum: Lütfen adaylarınızı saptarken, bu oluşumlardan ve hatta Anadolu Partisi’nden adaylar alın, hem de içinize iyice sindirerek. Çünkü CHP’nin bu hayati seçimde başarılı olması ve kendi adayları dışında tek bir oyun dahi heba edilmemesi için, pinti bir varyemez gibi hepsini sepetinde toplamayı bilmesi lazım.

Farklı ideolojiler yüzünden oluşabilecek ayrılıkları aşmak da sizlerin görevi. Kolay bir yol var: Geniş ortak paydada buluşmak. O da “basın özgürlüğü-yolsuzlukla mücadele-laik hukuk-laik eğitim-Atatürkçü çağdaş yaşam” ekseni! Herkes şuna yanıt aramalı, “Benim için hangisi daha önemli? Aramızdaki siyasal görüş ayrılıkları mı, yoksa bu zulüm rejimine son vermek mi?”

Bu soruların somut çözümlerini bulmaya mecbursunuz, CHP’li kardeşlerim. Yoksa eski alışkanlıklarımızla hareket edip, oyları %30’a çıkarmakla yetinip ardından pişmanlık içinde Cumhuriyet’in yok edilişini izleyeceksek, yazıklar olsun hepimize!

Yazı Tarihi: 10.03.2015
Paylaş
Benzer Yazılar
Videolar
Alt
Aslı Öymen ile Afiş, Türkiye'de güncel sanat dendiğinde akla gelen ilk isimlerden Bedri Baykam'ı ağırladı. Aslı Öymen, Bedri Bay