Türkiye harıl harıl 7 Haziran’a hazırlanıyor. Adaylar medyayı geziyor, partiler ağız dalaşına girip yeni seçmen kuşaklarını “tavlamak için” ellerinden geleni yapıyor. Öte yandan ülkeyi kaosa sürükleyen Erdoğan’ın Denizli konuşması, rejimimizin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi darbe tehdidi oluşturuyor: “10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesiyle Türkiye’de bir dönem fiilen bitmiştir. Parlamenter sistem 10 Ağustos’ta bir daha geri dönüşü olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı. Bu bekleme ne zamana kadar sürecek, ya mevcut uygulamaya Anayasal zemin kazandırılana kadar ya da bunun yerine yeni bir sistem ikame edene kadar. Bunun kararı da 7 Haziran seçimlerinde verilecektir. Artık kimse Türkiye’den işlerin 2014 öncesinde bilhassa 2002 öncesi yürüdüğü gibi yürümesini beklememelidir. 17-25 Aralık operasyonları 'darbe girişimi'ydi. başarıya ulaşamadı”.
Erdoğan’ın “Yeni Türkiyesi”nde yaşayan biz “eski Türkler”, karşı devrimin haberlerini hayret tepkileri ile karşılamakla yetiniyoruz. Mesela Esenler İlçe Eğitim, okullara yeni dağıttığı “Ahlak bilinci” kitabıyla laik eğitime açılan savaşı, Müslüman Kardeşler’in kurucusu Hasan El Benna’nın ilkelerini öğrencilere yayarak yürütüyor. Bunlar arasında “Ezanı duyduğunda her şartta namaza kalk, kahkahayla gülme, şaka yapma” gibi dramatik saptamalar var!
İşte böyle bir ortamda seçimlere hazırlandıklarını bilsin tüm partilerimiz, durumun vahametini unutmasınlar! Üzerlerinde süren tahakküm konusunda da kurtuluşlarını sakın Arınç’ın dile getirdiği Aksaray ve AKP arasındaki kopukluklarda aramasınlar, kendi potansiyellerine baksınlar.
CHP’nin Vatan Partisi, DSP, Anadolu Partisi ve Haziran Hareketi gibi oluşumları yok sayma şansı olmadığını, her oyun önemli olduğunu ve kontenjanları bu doğrultuda zekice kullanmanın şart olduğunu, kararsızların ancak bu şekilde etkilenebileceğini geçen hafta anlatmıştım. Mesela Teğmen Mehmet Ali Çelebi, kontenjanı hak eden bir örnek. CHP’nin MYK’sında şu ya da bu isimlerin kendi kendilerini ön seçime layık görmeden tekrar resmen milletvekilliğine atamaları ne derece etik, tartışılır. Özellikle Kılıçdaroğlu ve Deniz Baykal bile önseçime girerken...
Gelelim CHP’nin milletvekili adaylarına: Önseçim limitli uygulansa da, ilk defa tüm üyelere yayılarak ortaya güzel bir demokratik tablo çıkarıyor. Binlerce adayın her birini tartmak ve önermek mümkün değil. İlk yapmak istediğim her birini elini taşın altına sokmak istedikleri için tebrik etmek. Yine de en azından İstanbul’la ilgili bazı yorumlarım var. Eski İl Başkanı Salıcı veya Şimşek, Sarıgül gibi her yönüyle tanınan adaylar dışında kimler var?
1. bölgede en çok dikkatimi çeken isimler, eski İl Başkanı Ali Özcan, araştırmacı gazeteci Barış Yarkadaş, 68 Kuşağı’nın temsilcisi Bozkurt Nuhoğlu, cesur yazar Can Ataklı, bilimsel sosyal demokrat Tolga Yarman, Erzincan eski milletvekili Mustafa Kul, yakın tanıdığım Ergenekon avukatı Filiz Esen ve CHP’nin en başarılı milletvekilleri arasında yer alan Kadir Öğüt, Nur Serter ve tabii her eylemde hazır bulunan Mahmut Tanal. Manken Tuğba Özay ve eski Türkiye Güzeli Özlem Kaymaz’ın ise Parlamento’ya türban ötesi (!) bir boyut getirebileceklerini düşünüyorum.
2. bölgede çok sayıda önemli isim var: Eski milletvekilleri Çetin Soysal ve PM üyesi Ercan Karakaş gibi.. Birincisi sürekli eylemci, diğeri kültür ile siyasetin teori ve pratiğinde kendini kanıtlamış bir isim. Aykut Erdoğdu, bu dönemin en dikkat çeken milletvekillerinden, Çiğdem Anat ise partinin medyayla kopukluklarını giderebilecek bir isim. Zeynel Öztürk uzun deneyimiyle örgütün sesi olan bir aday. Canan Sezenler, yıllardır kitle örgütlerinde ve parti adına sahada demokratik ve Atatürkçü düşünceleri temsil ediyor. Ergenekon mağduru Albay Dursun Çiçek halkın önemli bir direniş kesimini yansıtıyor. Ayrıca Dr. Cengiz Alp, Prof. Yavuz Gökalp Yıldız ve Davut Boy gibi yeni adaylar var. “Eski CHP” döneminin deneyimli ismi Mehmet Sevigen de AKP’yi yorabilecek bir isim.
3. bölgede halen milletvekili olan İlhan Cihaner, eski milletvekili sendikacı Rıdvan Budak, Çatalca eski Belediye Başkanı Fırat Aykut ve Bakırköy eski Belediye Başkanı Av. Yakup Akyüz, Çarşı, Gezi ve Soma davalarının genç avukatı Efkan Bolaç gözüme çarpanlar. Ayrıca AKP örgütlerinden polis kontrolünde dayak yemiş AKP eski milletvekili Fevzi İşbaşaran çeşitli gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını sağlayabilir, Eren Erdem ise AKP’nin kullanmayı maalesef çok sevdiği din olgusuna parlamentodan yanıt verebilir.
Dediğim gibi bütün adaylar benim için değerli. Bunlar yalnız gözüme çarpanlar!