Söz bulmak zor. Evvelsi gece, yeni kitabımı çalışırken CNN Türk’te bir tartışma programı vardı. İlginç duygular yaşadım. Karşımda bir dakikaya sığdırdığı kelime adediyle dünya rekorları kırabilecek Hulki Cevizoğlu vardı ve dikkatimi çeken başka bir nokta CNN Türk’te hiç durmadan CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu yaylım ateşine tutarken AKP iktidarına ve Erdoğan’a tek bir küçük gölge düşürecek söz söylememesiydi! Her zamanki bilgiç ses tonuyla kullandığı her sözcük, her mantık oyununun hedefi, sanki seçmenleri CHP’den uzaklaştırmak ve iktidarı “tertemiz” bırakmak için özenle seçilmişti.
CEVİZ KABUĞU, NEREDEN NEREYE…
90’lı ve 2000’li yıllar boyunca, Hulki Cevizoğlu “Ceviz Kabuğu”nu toplumla buluştururken her birimiz bu programın mükemmelliğini anlatırdık. Her katıldığımda da orada geçirdiğim saatlerden cidden keyif alırdım. Cevizoğlu, değişik kanallarda süren bu program üstünden ününe ün kattı, saygın ödüller kazandı. Bunlar arasında, 1997’de Gazeteciler Cemiyeti’nin “Yılın Gazetecisi” ödülü, Cumhuriyet Üniversitesi’nin “Yılın İlkeli ve Onurlu Gazetecisi” ödülü, İnternet ajansın “Yılın Kuvvacısı” ödülü, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin “Atatürkçü Düşünce ve Türk Dili Toplulukları” kulübünün ödülü, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin “Yılın Atatürkçüsü” ödülü gibi sayısız onur madalyası var. Saymakla tükenmez cinsten. O yılları içinden yaşamış ve birçok kez Cevizoğlu’nun programına katılmış bir insan olarak bu ödüllerin her birini hak ettiğini düşünüyorum. Bu programın ilginç bir akışı vardı. Hulki Bey, ödevini çok iyi yapar, çok ilginç sorular hazırlar ve ardından bugün hala kullandığı o robotik üslubuyla ödünsüz sıkıştırmalar ve yorumları birbiri peşi sıralardı. Programın büyüsüne ve formatına kendini kaptıranlar, neredeyse birer “müptela” haline gelirlerdi. Program adı Hulki Bey’le o kadar özdeşleşmişti ki insanlar bazen kendisine “sayın Cevizkabuğu” diye hitap ederlerdi.
TV kanallarında birçok medya tarihimize geçmiş tartışma programı vardı. “Ateş Hattı”, “A Takımı”, “Siyaset Meydanı” en ünlülerdi ve her birine 80’li yılların sonundan beri katıldım, katılıyorum. Yaş olarak olmasa da, 33 yıllık tecrübeyle herhalde bu alanda duayen birkaç kişiden biriyim. Bu nedenle de beni bu süreç üstünden en çok şaşırtanlar arasında artık Cevizoğlu’nun da yer aldığını söyleyebilirim.
Hulki Bey aşağı yukarı dakikada 140 kelime telaffuz ederek jet hızıyla sanki bir düğmeye basılınca orta yere dökülen cümleleriyle izleyicileri ablukaya alıyor ve kendi düşünce-yorum dünyasının içine, neye uğradıklarına şaşırarak girdaba kapılır gibi düşmelerini sağlıyor.
Durum şu: Son 25 yılda, Atatürkçü her kurumdan Büyük Önder’in düşünce sistemini en kapsamlı şekilde ele alan ve savunan isimlerden biri olduğu için onca alkış ve ödül toplayan Cevizoğlu, o günlerin “en ödünsüz, muhalif, Atatürk milliyetçisi, demokrat, güvenilir” isimlerinden biriydi. Şimdi ise kendisini dinlerken neden kulaklarıma inanamadığımı size anlatmak kolay değil.
KONU CHP’NİN ELEŞTİRİLİYOR OLMASI DEĞİL!
Sayın Cevizoğlu, aramızdaki eski hukuka dayanarak şimdi direkt size hitap etmek istiyorum. Bu ülkede milyonlarca insan size güvendi, dinledi, alkışladı. Burada beni ve kitleleri şaşırtan neden CHP’yi eleştirdiğiniz değil. Ben, yıllar üstünden CHP’yi ister Baykal döneminde, ister Kılıçdaroğlu döneminde en çok eleştirmiş iki-üç insandan biriyim. Belki bir de yakın dostlarım Hasan Fehmi Güneş, Fikri Sağlar, Ercan Karakaş bu kadar eleştiri getirmişlerdir. Ama bunların her biri yapıcı eleştirilerdir, Parti’nin güçlenmesi, iktidara yürüyebilmesi için yapılmışlardır. Keza bu yıl çalışmasını başka değerli Partili dostlarla beraber yürüttüğüm yeni tüzük taslağının da amacı budur. Parti’nin kapılarını örgüte ve halka açması, Genel Merkez’in örgütü atayan veya azleden bir güce sahip olmaması ve her bölgenin kendi temsilcilerini her sıfat için seçebilmesi gibi. Yani benim derdim sizin CHP’yi eleştiriyor olmanız asla değil, adeta bu Parti’nin yok olmasını ister gibi, kamuoyu önünde bir “infaz” yürütüyor olmanız. Üstelik, bunu yaparken de İktidar Partisi’ni savunan yorumcu ve gazetecilerle tam bir üslup ve mantık birliğine ulaşıyor olmanız, şaşırtıcı ötesi!
Sayın Cevizoğlu, içinde yaşadığınız bu ülkede son 20 yılda neler olup bittiğini size anlatacak değilim. Herhalde Cumhuriyet, Sözcü gibi muhalif gazeteleri, Halk TV, Tele1 gibi televizyonları izliyorsunuz. İnanın iktidar kanadında ve Cumhurbaşkanlığı katında eleştirecek hiçbir şey yokmuş gibi davranmanızı dehşet verici buluyorum!
Sayın Cevizoğlu, inanın hafızanızı kaybettiğinizi öğrensem çok üzülürüm ama hiç olmazsa bu kadar içim acımazdı. Lütfen Salı akşamki programınızı baştan sona izleyin. Ve lütfen objektif olun. CHP’nin Atatürkçü çizgiden uzaklaştığını, parti içi demokrasiye riayet etmediğini veya batılı siyasetçilerle eşzamanlı benzer eleştirilere girdiklerini düşünerek bunları gündeme getirebilirsiniz, sinirlenebilirsiniz. Ama yargıda, bürokraside, demokraside, ülkenin mali gücünün kullanımında, eşitlik, insan hakları ve özgürlükler konularında ülkede her şey güllük gülistanlıkmış gibi RTE veya AKP’ye tek eleştiri getirmeden ekran başında 4 saat geçirebilmeniz i-na-nıl-mazzz! Bakın siz konuşurken bölük pörçük aldığım notlardan bazı cümleler: “Kılıçdaroğlu bir sönme patlaması yaşıyor… Bağırarak, ağlayarak, tehdit ederek kendini beğendirmeye çalışıyor… Siyasal olarak sırtını okşatmaya ihtiyacı var… İnsanların gözünü iktidar hırsı bürüdüğü zaman… Atatürk ilkelerine uymamak hainliktir… ABD ve Avrupa’dan nasihat alarak… Cadı avı rövanş peşinde…”
Sayın Cevizoğlu, dostum Şaban Sevinç ile konuştum, sizinle Youtube kanalı “Bizim TV”de yaptığı röportajda “Tayyip Bey hakkında hangi soruyu sorduysam bana Kılıçdaroğlu üzerinden yanıt verdi, sanki Kılıçdaroğlu olsa daha iyi mi cumhurbaşkanı olacak gibisinden cümleler kullandı” dedi. Hiç şaşırmadım.
Hulki Bey sizinle aynı programa o gece çıkan Sayın Hakan Bayrakçı çok net konuştu: “Ben 16 yıl boyunca fuzuli ve yanlış bir faaliyetle Erdoğan’ı eleştirdim, muhalifliğini yaptım. 3 yıl öncesine kadar artık değiştim. Millete saygı duymadan sonuç alınamaz, bu millet onu seçiyorsa bunu görmek lazım.” Sayın Cevizoğlu belki sizin de artık Sayın Bayrakçı gibi yeni saflarınızı çok daha net olarak bu topluma belirtmeniz lazım. Tabii ki özgürsünüz ama bu halk sizi eski kimliğinizle tanıdığı için ciddi, metodik yaklaşımınızı şimdi CHP’ye karşı kullandığınızı tam fark edemiyor, çünkü duyduklarına inanmak istemiyor. Siz tabii bunları reddedeceksiniz, esas Atatürkçülüğün sizin duruşunuz olduğunu söyleyeceksiniz, bunu da biliyorum. Ne yaparsanız yapın ama lütfen artık kimliğinizi ve saflarınızı netleştirin.
Tabii ki istediğiniz lideri desteklersiniz. Bu ülke çok aks kaymaları yaşadı. Altan kardeşler, Toktamış Ateş, Metin Feyzioğlu gibi… Birini daha görürsek dünya ya da Türkiye batmaz ama lütfen her şey net olsun! En iyi dileklerle ve tüm geçmiş takdirlerimle…