Maçtan önce Fenerbahçe’den başarı beklemiyordum. Olimpiyat stadı zaten sarı-lacivertlilerin yıldızının hiçbir zaman barışmadığı bir sahaydı. Hava soğuktu ve hafta içi maçlar zaten hep takımın aleyhine sonuçlarla bitiyordu. İBB başarıya susamış,  Avcı ayrıldıktan sonra aldığı kötü sonuçları telafi etme peşindeydi. Fenerbahçe aleyhine her hafta oluşturulan gündemin futbolcuların moralini git gide bozmaması mümkün değildi. (Bu nedenle alamayacağımızı maçtan önce yazdım twitter’e!) Daha da sayabilirim, durmam daha iyi olur, bu kadar gerçek bahane yeter.

Yeter dedik ama yetmedi. 3. Dakikada Holmen in göğsüne çarpan topla maça yenik başladı Fener. Volkan göğe bakıp “insaf” dedi. O andan sonra da Fenerbahçe top kontrolünü elinde tutuyor göründüğü anlarda bile, bir türlü rakip sahaya yerleşemedi, tehlike yaratamadı. Santrforsuz kadro içinden “Sow-Sow” diye inlerken, Alex ve Stoch da belki bu nedenle yerlerini yadırgayan havalarından kurtulamadılar, etkili olamadılar. Tesadüfen  girilen bazı pozisyonlar dışında alınacak not bile yoktu maçta. Halbuki İBB, Doka, Visca ve Webo ile sürekli ciddi pozisyonlar buldu. Devrenin son dakikasında Stoch’un ortasında Alex kafayı vuramadı. Çünkü bu bir “santrforluk” ortaydı, Alexlik değil…

Maçın 2.yarısına F.Bahçe Orhan Şam ve Bienvenu’yle başladı ve bu dakikalarda ilk defa hareketli göründü. 53. Dakikada faul atışında Emre yi topla buluşturan Alex, golde pay sahibiydi yine. 1-1 den sonra Fener hareketlenir diyenlere pek katılamadım.  Bienvenu belki 55. Ddkikada soluyla o golü atabilse, maç dönerdi. Ama tabii ki o mucize olmadı. Onun yerine her kontratakta hızla inip Fenerbahçe defansını iki pasta aşan bir İBB vardı.Üst üste gelen pozisyonlar yalnız iki gol getirdiyse, bunun nedeni yediği üç gole rağmen bir çok gölü de kurtaran Volkan’dan başkası  değildi. Alex’in 89. Dakikadaki golü, teselli armağanı olarak kaldı. Son beş dakikanın ancak son on beş saniyesinde karşı kaleye koşabildi Fenerbahçe. Onda da Volkan’ın bile hevesi kursağında kaldı çünkü hakem son saniye şutunu bile çok gördü sarı-lacivertlilere…

Kızdım mı takıma kötüydüler diye? Tabii ki hayır! Bağrımıza bastık, Pazar Saraçoğlu’nda alkışlayana kadar. Bu yıl futbol, futbol değil; aşk, ihanet ve entrika…

Etiketler: Fenerbahçe
Yazı Tarihi: 25.01.2012
Kategori: Spor Yazıları
Paylaş
Videolar
Alt
Kent ve Yaşam- 26 Mayıs 2018- Osman Güdü- Bedri Baykam- Ulusal Kanal