Futbol bazen keyif olmaktan çıkıp ''Bitsede gitsek'' havasına bürünebiliyor. Honved-Fenerbahçe maçı da gerek ilk maçın skoru, gerek rövanşın seyircisiz oynanması, gerek futbolcuların sahadaki bıkkın halleri yüzünden hatırı sayılır bir sıkıntıya dönüştü. Bazen bir maç hakkında yorumlarınızı bir sütuna sığdırmak imkansız hale gelir, bazen de o maç hakkında bir sütün doldurabilecek söz bulunamaz hale gelir. Sıkıcı dakikalardan aklımda kalanlar, Bilica'nın tamamen gereksiz ve düşüncesiz kırmızı kartı, futbolcuların boş stadyuma karşı hissettikleri açık soğukluk ve yeni transferlerin takıma henüz ısınmaya vakit bulamamış olmalarıydı. Cristian ve golüne rağmen dos Santos hala adaptasyon güçlüğü çekiyorlar. Bu maça bakarsak Fenerbahçe, çok ayağa top oynadı ve maça hakim oldu gibi bir hava çıkabiliyor. Ama, bu sonuca yansıyan yaratıcı ve nefes açıcı hatlar bulamayan bir üstünlüktü Birinci maçtan sonra 3 golüne rağmen söylediğim gibi Fenerbahçe bu sezonda ileride tek forvet Güiza'dan medet umarak bu yarışa katılacaksa vay sarı-lacivertlilerin haline... Fenerbahçeli yöneticilerin acilen geçen sene buzdolabına kaldırmaya kalktıkları Semih'i acilen tekrar kazanmaları ve ayrıca van Hoijdonk, Baros gibi her vuruşa sahip ve ceza sahasında hava toplarına da iyi vuran bir santrfor aramaları lazım.
Tabii ki bu maçta ne oyun ne de skor olarak sezon için bir kriter olamaz. Ama bazı gerçeklerde sonuç ne olursa olsun ciddi olarak dikkat çekiyor.