Bedri Baykam’ın New York’taki The Proposition Gallery’de tavana asılı 7 adet çift taraflı boş çerçevesinden oluşan sergisi sanat dünyasında ilk günden büyük sansasyon yaratmayı başardı. Baykam’ın boş çerçevesi içinde asırlardır her çerçevenin içinde görmeye alıştığımız herşey mevcut: Kompozisyon, renk, konu, derinlik, gerçekle flört, canlı yayın ve 360 derece her biri birbirinden farklı yüzbinlerce görüntü üretimi! Çerçevenin her iki yanından onun içine bakan hiç kimse aynı şeyi görmüyor. Bu işlerde durumun kontrolü, gözleri bu aktif alanda gezen izleyicide. Yıllardır bu kavramsal yapıtlarda, nesneye, “hazır-yapım”a verilen önemin aksı artık kaydı! Bu iş, sanat yapıtlarının dikdörtgenle sınırlı hayali alanıyla, kavramsal sanatı bir araya getiriyor. Nasıl “hazır-yapım”lar bizlere nesnelere galeri alanında farklı bakmayı ve okumayı öğrettiyse, bu yapıtlar da bize yaşam uzamına farklı gözle bakmayı öğretiyor ve yaşamla sanat arasındaki tüm sınırlar adeta havaya uçuyor. Baykam bu sergiyi sanatın ilerleyişinde evrimsel bir tanjant noktası olarak görüyor. Sanatçı olmayan insanların da sanatla etkileşimde bulunmalarını ve kendilerini sanatla meşgul etmelerini, seyirci olmakla yetinmeyip sürecin bir parçası olmalarını ve gerçek bir deneyim edinmelerini istiyor. Bu serginin yarattığı 1. sayfa polemikleri ve TV tartışmalarıyla, Türkiye’deki gazeteciler Duchamp ve “hazır-yapım” kavramını adeta keşfetmeye mecbur kaldılar!
Son olarak unutmadan ekleyelim: Sergiden bir ay önce dünyadaki en önemli sanat dergilerine verilen ilanda “Duchamp would have been damn jealous!” başlığı konarak serginin duyurusu yapıldı.
Bu provakasyonda amaç, Duchamp’tan sonra gelen hazır-yapımcı sanatçıların, bu akımın kolaycılığına kapılıp, fikirsel suistimallere başvurmuş olduklarını belirtmekti.