Baykam 1987'de İstanbul'a döndükten sonra, yaptığı eserlerin hemen hemen yarısı politik bir görünüm kazandı. İlk üç boyutlu çalışması olan 'Demokrasi Kutusu'nu (1987) pek çok enstalasyon sergisi izledi: 'Kubilay'ın Odası' ve ilk İstanbul Bienali'nde sergilenen 'Referandum Kutusu'. Bir yandan da, (1988'de) politika ağırlıklı bir Foto-Haber Resimleri dizisine başladı. Bu "fotopentür" tekniğini kullanarak düzenlediği 5 büyük sergi vardır:
1988: İç Manzaralar (2.Bölüm), Atatürk Kültür Merkezi. Kenan Evren ve Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlık ve Başbakanlıkları sürerken, o dönemdeki sansüre ve işkenceye karşı ilk açık başkaldırı olan sergide, 'İşkence Kutusu', 'Günah Kutusu' ve "The Kitapyakar" gibi, üç boyutlu çalışmalar da yer aldı. 12 Eylül'ün baskı rejimine karşı düzenlenen ilk açık sanatsal karşı çıkış olarak tarihimizdeki yerini aldı.
1990: 555K (27 Mayıs İlk Aşkımızdı), Atatürk Kültür Merkezi. 1960 devrimini ve onu getiren yılların öyküsünü anlatır. Baykam'ın Türkiye'ye demokrasi yolunu açan bir devrim olarak gördüğü 27 Mayıs 1960'ı, bir "askeri darbe" olarak niteleyen sağ kanat Türk liberallerine ve 2. Cumhuriyetçilere çok sert bir yanıt getiren bir sergi oldu. Baykam bugün hala kendini siyasi olarak tanımlarken, "27 Mayısçı" kelimesini de eklemeyi ihmal etmez.
1994: Kuvay-i Milliye (Türk Bağımsızlık Savaşı), Atatürk Kültür Merkezi. Atatürk dönemini, bağımsızlık savaşını ve kültürel/toplumsal başarılarını anlatan bir sergi. Büyük resimlerin yanısıra foto-haber resimleri, şerit resimler, Harbiye Askeri Müzesi'nden ödünç alınan gerçek silahlar ağır toplar ve nesneler sergilendi.