Sn. Baykal,
Bu size ilk açık mektubum değil. Daha önce de solda birlik ve seçim işbirlikleri gibi konularda şahsınıza defalarca yazmıştım. Bu mektubun farkı şu: Artık 1993, 1998 veya 2006 süreçlerini yaşamıyoruz. Köprülerin altından çok sular aktı. Sermaye tükendi artık, Deniz Bey. Solun şaha kalkışını göremediğimiz bu yılların sonucunda Parlamento, Belediyeler ve hatta Cumhurbaşkanlığı, rejimle kavgalı insanların eline geçti. Şimdi onların kadroları, Valiliklere, Emniyete, Rektörlüklere ve Yüksek Yargı organlarına atanıyorlar. Bu gidişatla AKP üçüncü kez iktidara gelirse, dramı ülkenin kalbine taşınacak...
Yani Sn. Baykal, CHP bu seçimlerde başarılı olmazsa, bu faturanın altında laik Cumhuriyet ezilecek. Öncelikle kendinize sormanız lazım: “Kendimde bu tehlikeyi durduracak, ‘Ben bu seçimi kazanırım’ diyecek kararlılığı görüyor muyum?” Buna inanarak “evet” yanıtı vermenizden en büyük mutluluğu duyacaklardan biriyim, Ama bunu diyemiyorsanız, lütfen kurultayda aday olmayın. Çünkü, bu herhangi bir kurultay değil. İnandırıcı olmak için, inanmış olmak lazım! Lütfen bu yanıtı kamuoyuna açıklayın!
Sizden kişisel beklentim yok, Sn. Baykal. Halkla kolay yakınlık kuran isimlerle aranızda genel sorunlar olduğu biliniyor. Konu net: Tek beklentim, CHP'nin bu korkunç gidişatı durdurması.
Sizin artık umutla beklenen “grup” konuşmalarınız, büyük öneme sahip. Cesur vurgularınızla gündeme oturuyorsunuz. Demeçlerinizin çoğunluğuna imza atarım ve CHP'nin rotasını belirlemenizden mutluyum. Yani tüm "Taraf" eleştirilere rağmen, CHP'nin dış dünyaya verdiği tepkiler olumlu. Ama CHP'nin kendi "hinterland"ı, yani kendi geniş oy tabanı ve entelektüel dayanaklarına yönelik tavrı için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Çünkü sizin yönettiğiniz CHP, "birleştirici", "kapsayıcı" ve "dayanışmayı sağlayıcı" vasıflarıyla öne çıkamıyor. Soruyorum size, nerede Mümtaz Soysallar, Yekta Güngör Özdenler, Tuncay Özkanlar, Vural Savaşlar, Altan Öymenler, Hikmet Çetinler... Daha çok isim sayabiliriz. Hepsi ayrı ayrı hatalı da, yalnız siz mi haklısınız? İşte birçok insan bunu inandırıcı bulamıyor. Başkan'ın görevi, CHP'de bu büyük buluşmayı sağlayabilmek olmalı, Sn. Baykal. Bugüne kadar bu hiç uygulanmadı ve sonuçlar ortada... Herkesin benim gibi doğumunda parti kazanının içine düşmüş olmasını ve tüm dışlamalara rağmen partiye hizmet etmeye devam etmesini bekleyemezsiniz. Dışladığınız insanların çoğu gidip ya parti kuruyorlar ya da küserek siyaseti bırakıyorlar. Ortalık CHP'den türeme partilerle kaynıyor!
İşte bu nedenle iki ay önce CHP'nin tam demokratikleşmesi, kimseyi küstürmeden iç seçimlerini tüm üyelerle yapabilmesi, kapılarını gençlere ve kadınlara açması gibi konularda gerekli yapısal değişikliklere gitmesi için bir Tüzük Devrimi Projesi hazırladık. Bunu size ve tüm MKYK'ya da ulaştırdık. Henüz randevu talebime yanıt gelmediği gibi, gençlere, önerilen tüzükle ilgili yaptığımız toplantılara "katılmamaları" yönünde baskı yapıldığı şeklinde duyumlar alıyoruz! Umarım bunlar doğru değildir Sn. Baykal ve bunların sadece söylenti olduğunu açıklarsınız; çünkü bu tavır, bu ülkede demokrasinin beşiği olan CHP'ye uymuyor.
Ricamız şu: Bu tüzük önerisi, binlerce partilinin desteğiyle somut olarak “var”ken, yok saymak doğru değil. Bu Parti’nin 20 yıllık Başkanı olarak size yakışan, bu somut önerilere, olumlu ya da olumsuz gerekçelerle yanıt vermektir. Bu devrimi biz uygulamazsak, şimdiden kopya çeken yeni partiler sıraya girdi, izninizle uyarıyorum!
Vitrin değişikliği veya "15 Genel Başkan Yardımcısı" formülleri, "tam demokrasinin gelmesi" taleplerimizden uzak. Bugüne kadar izlediğiniz "tek adam" yolu başarılı olsaydı, "yine bu kritik dönemde, aynı yöntemle yürüyelim" derdik. Ama böyle bir durum yok.
Sn. Baykal, CHP Kurultayı, Cumhuriyetimizin geleceğini belirleyecek. Bu Cumartesi, 20 Mart, saat 11:00-14:00 arası, “CHP Tüzük Devrimi Önerisi" hakkında İstanbul'da panel düzenliyoruz. Piramid Sanat'ta, Altan Öymen, Hasan Fehmi Güneş, Ümit Zileli, Arif Tuna Eryılmaz'la, CHP'yi iktidara taşıyacak formülleri araştıracağız. Bilgileri www.chpdemokratikdevrim.org adresinde bulabilirsiniz. Buyurun, programınız uygunsa onur konuğumuz olun ve bu çabanın birleştirici tavrını kendiniz görün, engin tecrübenizle oturumu siz yönetin Sn. Baykal!
Saygılarımla