“Bedri Baykam, atölyesinde bulduğu şeylerin hepsini aynı sepette eritip kolajlar yapan, sırf soyut yapan, sırf erotik yapan, sırf acayip enstalasyonlar yapan sanatçı... Yok öyle bir şey. Ben hiçbir şeyim ve her şeyim. Her kılıkla karşınıza çıkarım. Ama her çıktığım kılıkla da işte Bedri Baykam gelmiş dersiniz.” Baykam’ın Bodrum Marina Yacht Club bünyesindeki meRQezart’ta açılan “Metamorfoz” adlı sergisini gezerken Milliyet Sanat dergisinin eylül sayısında Gizem Çetimen’e verdiği röportajda söylediği bu cümleler dönüyor kafamda. 50. yaşını çeşitli etkinliklerle kutlayan Milliyet Sanat’ın desteklediği sergide sanatçının dört farklı serisinden eserler var. Farklı kılıklarda ama “aynı özgürlükçü çizgide” eserler. Atölyesinin DNA’sını paylaştığı “Kayıp Eşyalar Atölyesi”, büyük boyutlu soyut serisi “Hâlâ Islak”, “Beat Kuşağı Graffitileri” serisi ve zaman faktörünü temel alan lentiküler “4D” çalışmaları. Çoğu son üç – dört yılın eserleri, sonuncu “4D”dekiler hariç. Onlar 10-12 yıllık. Toplamına baktığınızda, hem bir değişim - dönüşüm hâli hem eserler arası bir akrabalık duygusu geçiyor insana. Tam da söylediği gibi “İşte Bedri Baykam gelmiş” diyorsunuz. Ama “o hep alıştığımız kılığıyla” değil, çünkü alıştığımız bir kılığı yok, amacı sürekli dönüşmek.
Bir sanatçının kendisine özgü bir stil bulup ömür boyu o noktada kalmasını “bir nevi ‘cezaevi’ gibi” görüyor. “Kalıcı bir yere varmak için hareket halinde değilim. Kılık değiştirerek, deri değiştirerek ilerliyorum” diyor. Bu dönüşüme tanıklık etmek isteyenler için sergi 25 Eylül’e kadar açık.
Asu Maro