Yeni yıl, yeni bir sayfa açmak anlamına da gelebilir. Yılın ilk günlerini geçirirken, günlük, haftalık koşuşturmalarımız o "delişmen" rutin içinde başlamadan önce biraz kendimize ve birbirimize göz atalım istedim.
            Benim aldığım ilk karar çok ama çok sıradan, ama bir o kadar önemli: İhmal ettiğim sağlığımı hatırladım. Rejim başta olmak üzere, kontrollerini zamanında yaptıran, kendi bedenine sahip çıkıp, "sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur" sözünü hatırlamak bizler için kaçınılmaz bir ödev. İster ailemiz, sevdiklerimiz  için olsun, ister mesleki hedeflerimiz, ister siyasi mücadelemiz için, sağlık her şeyden önce geliyor. Çünkü hastanedeyseniz mitingde sesiniz de yok, oyunuz da yok!
            Neden mi bu konu özellikle bu yıl önemli? Unutmayın, bu yıl seçim yılı! Seçimi yalnız Haziran'da hatırlamaya kalkmayın. Çalışmalara BUGÜN başlıyorsanız belki bir umudumuz olabilir...
            Lütfen hiçbir anınızda bu ülkede yaşananları "olağan" görmeyin. Yaşadıklarımız bir koca utanç verici kabustur. 25 yıldır her aşamada ikaz ettiğimiz ve kifayetsiz liderlere anlatamadığımız senaryoların doğal sonucu olsa da, bu ülkenin röntgen sonuçlarının... kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Bir ülkenin Adalet Bakanı "içki-kumar zaafı olanı fişliyoruz" diye rahatça itirafta bulunabiliyorsa, o ülkede laiklik çoktan vefat etmiştir! Kimse lafı dolandırmasın. Bu bir siyasi kamp saptamasıdır. İçki içmeyen her hakim AKP'ye yakın değildir, ama içki içen hakime AKP  düşmandır. Bu yasa dışı, hukuk dışı, anti-laik bir bölünmedir, ülkemizde AKP iktidarında yaşanan 5000 kabul edilemez bölünmeden yalnız sonuncusudur. Ağzından "Allah" kelimesi çıkan ya da ailesinde oruç tutan var diye hakim fişlemek ne kadar absürd ve çağdışı ise, bu uygulama da bir o kadar zavallıdır. Hangi hak ve yetkiyle özel hayata karışırsın? Ayrıca kimin ne kadar içtiğini nereden bileceksin? Her gece lokantada takip edip alkolmetreye mi üfleteceksin?
            Hepsi bu değil. Geçen hafta bir müjdemiz daha oldu: Artık bakkalı arayıp "iki şarap yolla" demeniz yasaklanıyor! Internetten sonra telefon ve faksla da alkol satın almak bu hükümete "günah" gelmiş! Demek ki artık bakkalları da sürekli dinleyecekler. Bence Yetmez ama Evet! Niye yetmez? Çünkü çok özel ajanlar dinlemeli! Ya özel kodlar geliştirilirse? Mesela, biraya "tutkal", şaraba "gazete", rakıya "çiklet" denirse, hafiyeler bu özel kodları nasıl denetleyecek? Ciddi olalım: CHP, en sert şekilde bu uygulamaların karşısına derhal dikilmezse, bu suçlara %51 ortak olur.
            Silivri'de bizler adına nöbet tutan değerli aydınlarımızın bu kabusa alışmayarak beyinlerini diri tuttuklarından hiçbir şüphem yok. Yeni yıla evde ailemle girdim. 31 Aralık'ın "kim en çok eğlenecek" stresine dönüşmesine karşıyım. Sohbet ettik, TV izledik ama aklım hep Silivri'deydi... Peki oradaki yiğit aydınlar Perinçekler, Özkanlar, Balbaylar, Haberallar, Poyrazlar, nasıl girdiler yeni yıla? Kaçı bir araya gelebildi? Hangi umutları beslediler? Birbirlerine, çocuklarına, eşlerine, annelerine, babalarına nasıl yürekleriyle sarıldılar? Hemen söyleyeyim: Silivri Zülumhanesi, ailelerine yılbaşı gecesi bir telefon ettirme şansı dahi vermedi onlara! İşte ben buna AB standartlarında demokrasi derim! "Yeni Türkiye" derim! Hey gözünün çapağını yediğimin Yetmez ama Evetçileri! Hangi masa altına saklanacaksınız bu dayaklar, bu baskılar arttıkça?
            Size göre Ümit Zileli ve ben çok mu söz ediyoruz Silivri'den? Bir de bize sorun. Yetmiyor bile! Yaşanan bu insan ve hukuk dramı konusunda alarma geçiremiyoruz insanları, tüm dünyayı... CHP'ye bu konuda çok iş düşüyor.
            "CHP" dediğimde, son Kurultay'dan beri birçoğunuzun tepkili olduğunu biliyoruz. Ama gerçekçi olalım. Elimizdeki Parti ve insanlar budur. Seçime bu kadro ile gideceğiz ve kazanmaya mecburuz. Kurumlarımız da hata yapabilirler. CHP de yapabilir, İP de yapabilir, Cumhuriyet de yapabilir... Bizlerin hatası yok mu? Hepimizin vardır. O hataları aramızda eleştireceğiz ama pişman olacağımız başka hatalar yapıp, kendi kurumlarımızı sabote etmeyeceğiz...

            Şimdi çalışma zamanı! Metodik olun, okuyun, yazın, eylemlere katılın... Cesur olun. Sanal dünyayı da takip edin. Habere hızlı ulaşın. Twitter hesabım: (Bedri Baykam - meettheturk). Facebookta da aktif olun. Ama hepsinden önemlisi sahada olun! Sokakta olun! Seçim kampanyanıza, matematik gerçeklerini unutmadan şimdiden başlayın!         

Post Date: 04.01.2011
Share on