Sayın Cumhurbaşkanı, 

Köşe yazarları bildiğiniz gibi en aktüel, en sıcak, en taze ve ilgi çekici konuları gündemlerine alarak dikkat çekerler. Ama bugünkü yazımda ben bunu uygulamıyorum. Bugün kalkıp bu köşede ülkemizi “sözde” ileri demokrasiye geçirmekten dem vuran, ama her gün bizi muz cumhuriyetlerini aratacak bir siyasal iflasa sürekleyerek hukuk devletini katleden AKP iktidarının yeni marifetlerinin dökümünü yapmayacağım. Yüz kızartıcı yeni internet yasası, utanç verici sonuçlara gebe olan HSYK oluşturma yöntemleri ve maalesef ortada sürünen yolsuzluk dosyaları veya Başbakan’ın aranan kayıp oğlu, bugünkü yazımın merkezini oluşturmayacak.

Bugünkü konum maalesef kendi gazetemde de defalarca manşet olmuş olanProfesör Fatih Hilmioğlu’na yaşatılan insanlık dışı dramdır. Ergenekon davasının tutarsızlıklarını, mantıksızlıklarını, sahte delilleri, gizli ihbarcılarıtanıkları, Danıştay davasına elle tutulur hiçbir bulgu-belge olmadan bağlanmışlığını bile bugün için bir kenara kaldıralım lütfen. Bunları da yıllardır bu sütunlarda veya hâlâ düşük bir ölçüde bile olsa cesaret kırıntısı taşıyan kimi televizyon kanallarında defalarca anlattık. Burada konu artık yalnızca “insan” olma durumu ile ilgili, Sayın Cumhurbaşkanı. Yani Hilmioğlu’nun acil olarak tahliye edilip derhal en yoğun şekilde tedavi altına alınması, normal bir hukuk devletinde kaçınılmaz ve olmazsa olmaz bir mecburiyettir. Sayın Hilmioğlu, Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli insanlardan biridir. Malatya İnönü Üniversitesi’nde yarattığı çağdaş ortam, yetiştirdiği aydın gençler, Atatürkçü aydınlanma devrimine olan bağlılığı, anlaşılan birçok kesimi rahatsız etti ki, kendisikamu vicdanını ikna edici hiçbir kanıt olmadan yıllardır zindanlarda esir tutuluyor.Sayın Cumhurbaşkanı, ben bugün için Hilmioğlu hakkındaki “23 yıl hapis” şeklinde sonuçlanan yargı kararını sorgulama konusunu da rafa kaldırıyorum. Velev ki benim inandığım her veri yanlış ve Sayın Hilmioğlu gerçekten suçlu! Bu doğru olsa bile, normal bir hukuk devletinde bu kadar ağır ve ciddi bir hastalık geçiren tutuklu veya hükümlü, bu kadar sorumsuz ve acımasız şekilde ölüme mahkûm edilemez. Her gün din ve imandan söz etmeyi sevenlere hatırlatırsak, bu tavrın ne Müslümanlıkta ne de insan haklarında yeri vardır. Bu tavır ancak ortaçağda veya faşist devletlerde görülebilen bir zulüm etme hazzıyla beslenen psikolojiye sahip insanların davranış biçimidir. 

Sayın Cumhurbaşkanı, 

Bildiğiniz gibi, Ergenekon davasının tutuklu, tutuksuz sanıkları arasında yer alan birçok isim, yaşatıldıkları insanlık dışı ortamlardan sonra son nefeslerini verdiler.“Ergenekon’un kasası” olarak adı çıkarılan ve akciğer kanserinden, beş parasız bir vaziyette ölen Kuddusi Okkır, organ ve solunum yetmezliğinden vefat eden İşçi Partisi MKYK Üyesi Uçkun Geray dışında İlhan SelçukTürkan SaylanErhanGöksel gibi isimler de gözaltında yaşadıkları yoğun stres ve olumsuz şartlardan sonra yaşamlarını kaybettiler. Bunun dışında özellikle siyasi davalardan tutuklu veya hükümlü birçok başka isim de yine cezaevi koşullarında tedavi olamayarak ölüme mahkûm edildiler. Maalesef bu kabul edilemez tavır nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti’nin hapishanelerinde çürüyen onca insan oldu. İHD, 3 Kasım 2014’te 162’si ağır 544 hastanın durumunu kamuoyu ile paylaştı. Bu bilgilerin size ulaşmamışolması tabii ki mümkün değildir. 

Bir ülkenin gelişme seviyesi, ekonomik verilerle ortaya konamaz, Sayın Cumhurbaşkanı. O ülkenin kültüre ne harcadığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün seviyesi, sokaktaki çocuklara veya yaşlılara nasıl baktığı, doğal yaşamı korumak içinneler yaptığı, yolsuzlukla nasıl mücadele edildiği ve hapishanelerindeki yaşamkoşulları ile ölçülür. Türkiye ne yazık ki bu verilerin tümünde artık dünya sonunculuğuna aday ülkeler arasında yer almaktadır. Bu genel tablodan rahatsız olmadığınızı düşünmek bile istemiyorum, Sayın Cumhurbaşkanı. 

Bu veriler ışığında her geçen gün göz göre göre eriyen Prof. Fatih Hilmioğlu’nun acil olarak tahliye edilmesi için gerekeni yapmanızı, sizden bir vatandaşınız olarak istirham ediyorum. Bu medenileşme hamlesini Hilmioğlu’ndan başlatarak tüm diğer ağır hasta tutuklu ve hükümlere yayabilirsiniz. Siz devreye girmezseniz, daha çok tabut çıkar o cezaevlerinden, Sayın Cumhurbaşkanı. 

Saygılarımla...  

Post Date: 14.01.2014
Share on