Galatasaray seyircisinin maçtan önce Fenerbahçe otobüsüne yönelik saçma ve saldırgan tavrı maalesef Türk futbolu adına çok çirkin bir tabloydu. Ama bunlara rağmen maç başlamadan önce ne büyüktü beklentilerimiz! Evet puan farkı çoktu, ama Galatasaray'ın kendini kurtarması için bir Fenerbahçe galibiyeti ilaç gibi gelecekti. Fenerbahçe farkı rekora taşıma peşindeydi. Ülkenin en büyük iki takımı kimbilir ne futbol döktüreceklerdi! Ama maç daha ilk anından itibaren aşırı gergin bir tempoda, büyük bir kavga gürültü içinde başladı. Hakemin zaafları yüzünden dışarıdaki saldırganlık sahaya da aynen yansıdı. İlk yarıda futbol adına neredeyse tek güzel hareket Melo'nun asistiyle Sneijder'in attığı şık goldü. Bunun dışında maalesef hakemin müsamahasıyla Arena'da futbol adına ilk yarı hiç bir şey yoktu. Hakem Yıldırım'ın her tercih hakkını Galatasaray'dan yana kullanması, G.Saray seyircisinin sahayı bilerek kapatma pahasına toplu küfürleri ve özellikle Emre'nin hedef seçilip resmen onu attırmak için gösterilen büyük çaba oyunu giderek çirkinleştirdi. Sonuçta Fenerbahçeliler de büyük bir hataya düşerek bu provokasyonları gördüler ve onlar da anlamsız orta saha faulleri yapmaya başladılar. Sonuçta G.Saray'a verildiği anlaşılan "Emre'yi ya sakatlayın ya da kızdırıp attırın" taktiği işe yaradı. Yıldız oyuncu, Melo'ya arkadan yaptığı hareketle 2. sarıdan kırmızıyı aldıktan sonra Melo'nun yaptığı açık dil çıkarma, alay etme hareketlerinin bu sefer ona bir 2. sarı aldırmaması tam günün ruhuna uygun (!) bir Yıldırım kararıydı. Futbol adına utanç verici görüntülerdi bunlar. Melo'ya G.Saray camiası nasıl dayanıyor bilemiyorum... Kontrolden çıkmış hakem kartları havada uçuştururken kimi pozisyonlarda da kart rengini tutturamadı. Örneğin Eboue ve Emenike kırmızı alabilirlerdi. Futbol denilen sporun imdadına yarıyı bitirme düdüğü yetişti. Hakem yarıyı en az 5-6 dakika yerine yalnızca 2 dakika uzatmayı tercih etti.

2. yarı için herşeye rağmen yine umutlarımız vardı. Ama hakem bu sefer de "ince kıyım" taktiğine geçerek sarı-lacivertlileri sabote etmeyi sürdürdü. Uydurma ofsaytlar, hayali fauller, Meireles'e yaptığı harekette Burak'a verilmeyen sarı kart, Alves'e Burak pozisyonunda uydurulan sarı kart, sırayla hepsini gördük. Melo'ya verilen kırmızı ise, hakemin fazlaca gecikmiş bir telafi arayışıydı. Bu yorumlarımda da yanlı olduğumu sanmıyorum. Maçın akışında, 2. yarıda Volkan'ın kurtardığı bir kaç pozisyon dışında futbol adına yine hiçbir şey yoktu. Sonuçta Galatasaray'da bu sonuçla belki Mancini ve Aysal biraz nefes buldular ama takım 2.lik için bile fazla ümit vermedi. Fenerbahçe ise maçı neredeyse pozisyona giremeden tamamlayarak ters bir istatistiki rekora imza attı. Sonuçta dağ fare doğururken hakem de, maç da bence kırmızı kartı hak etti.

Post Date: 07.04.2014
Category: Spor Yazıları
Share on