Neredeyse yarım asırdır size “modern makyajlı” bir yalan söylüyorlar. Nedir o yalan? Kürtlerin Güneydoğu’da Kürdistan diye bir devlet oluşturmak ve orada yaşamak istedikleri… Konuya uzak yabancılar, Türkiye’nin bir başka ülkeyi işgal ettiğini bile düşünebilirler. Kürt vatandaşların en büyük iş insanı veya milletvekili, cumhurbaşkanı sıfatlarına da ulaştığını bilmeden… 

 

BU YALANA İNANAN KİM VAR?

Böyle bir bölünme yaşansa İstanbul’da, Bodrum’da, Antalya’da ve yurdun her yerinde yaşayan “Kürtler”, bu kentleri, evlerini, arkadaşlarını, düzenlerini geride bırakıp Güneydoğu’da yerleşirler mi? 

Avrupa’da her fırsatta “Kürdistan’a özgürlük” diye Türkiye Cumhuriyeti aleyhine yürüyüş yapan, konferans veren bütün bu sözde “Kürtçü” kesimler arasından kaç kişi Fransa, Hollanda, Belçika ve diğer Avrupa ülkelerini terk edip Güneydoğu’da yaşayacak? Peki niye tırnak içine alıyorum bu ırk aidiyetini? Kürt kökenli vatandaşlarımız ister İstanbul’da ister Paris’te olsun, Arnavutlarla Türklerle Almanlarla Çerkezlerle Fransızlarla evlenmiyorlar mı, Hitlervari bir ırk koruması gibi yalnız ve kesin birbirleriyle mi çocuk yapıyorlar? 

 

DÜNYAYI KAÇA BÖLME PEŞİNDESİNİZ?

Irkçılıkla mücadele eden evrensel odakların en güzel sloganı, “Tek ırk var; o da insan ırkı!” Dünyada 206 ülke, belki 3500 etnik köken var. Mesela Türkiye’den Danimarka’ya arabayla giderken altı ülke yerine 24 ülkenin sınırlarını mı geçmek istiyorsunuz? Dünyaya evrensel olarak bakan gözler, sınırların ve sınır bürokrasisinin belki bir gün kalkmasını isterken, ancak Orta Çağ mantığını savunan insanlığın yobaz günlerine takılıp kalmış güruhlar böyle temennilerde bulunabilirler. 

 

EMPERYALİST TUZAKLAR VE SİYASİ AYRILIKÇI MAŞALARI

Diyeceksiniz ki, “Konu İstanbul’daki veya Paris’teki Kürt vatandaşımızın gidip Güneydoğu’da yaşaması değil, Batı ve Amerika orada bir kukla Kürt devleti kurmak istiyorlar.” Fakat 2. Cumhuriyetçiler, 90’ların başından bu yana topluma böyle anlatmadılar. Ne yazık ki, bu emperyalist oyunun en aşağılık iletkeni oldular. Bu yalanı yaydılar, daha doğrusu emperyalist tuzakları da özellikle gizleyerek satır aralarında sızdırdılar.  Ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg geçen hafta "Kuzey Kürdistan" dediği topraklarımızı ziyaret edip ezberlediği cümlelerle Türkiye aleyhine saldırgan bir paylaşım yapmış. İşte size 2.Cumhuriyetçilerin dolduruşlarından yaşanan en güncel örnek! Kendileri rafa kalktı ama zararları hala sürüyor.

Ömrümde ne bir insanla flört etmeden önce, ne birini işe almadan önce ırkını öğrenmeye çalıştım. Yalnız demokrasiye, evrensel barışa ve insan haklarına saygılı birer dünya vatandaşı olup olmadıklarını öğrenmek istedim. Güneydoğu’yu kimsenin kesip ayırmasına gerek yok, Bodrum, Ankara sizin, Eskişehir sizin; Diyarbakır, Mardin, Cizre de bizim! Bütün Türkiye hepimizin! Sorun geri kalmışlık. Sorun, ekonomik faktörlerin ötesinde aşiret kafasından ve merkezle olan soğuk, sıcak veya psikolojik harplerden uzak duramamak. Uygarlık ateşinin izdüşümlerinin bütün o bölgelerde kendi ağırlığını hissettirmesi lazım.

Türkiye’de PKK maalesef özellikle son 40 yılda yurdu kana buladı. Peki Kürt hareketinin siyasi kanadı hiçbir zaman kendisi ve PKK arasına dikenli teller veya timsahlı dereler koyabildi mi? Hayır bunu hiçbir zaman yapamadılar. Batılı ülkelere yakın görünmek isteyen sözde aydınlarımız, İkinci Cumhuriyet’in gülleri Türkiye’deki Kürt siyasetinin ayrılıkçı çağrıları ve manevralarına dur deme cesaretini kendilerinde hiç bulabildiler mi? Ne gezer? 

Belki Selahattin Demirtaş ona verilen toplumsal destekle biraz cesaretlense HDP döneminde bunu yapmaya girişebilirdi. Ancak maalesef o da bunu gerçekleştiremedi, bu net direnci yol ayrımında ortaya koyamadı. CHP hep PKK’ya karşı açık tavır alarak direndi ancak size anlattığım netlikte Kürt siyasi hareketinin yanlış yolda olduğunu ve evrensel barış uğruna artık bu eğilimlerden tamamen uzaklaşması gerektiğini yüksek sesle ve dolaysız haykırmadı. 

 

DÜNYA IRK, MEZHEP VE DİN AYRIMLARIYLA YANIP TUTUŞUYOR

Dünyada şu anda yaşanan emperyalist din ve ırk savaşlarını hızla gözden geçirelim: Gazze’de ve Orta Doğu’da ABD destekli İsrail’in emperyalist saldırıları, çeşitli din kökenli terör örgütlerinin yıllardır Afganistan’dan Lübnan’a İran’dan Mısır’a yaydıkları sürekli kanlı toprak dokuları, Suriye’de yaşanan iç ve dış mihraklı yoğun iç harp ve büyük kavga, 2.5 yıldır Ukrayna ve Rusya arasında süren benzer ama yine de farklı sebeplere dayanan büyük kavga…

Her biri barışı esas şiarı olarak kabul etmemiş, “Yurtta sulh cihanda sulh” gibi evrensel bir sloganın peşinden yürümeyi gündemine hiçbir zaman alamamış, din, ırk ve tarikat aidiyetlerini ve hatta medeniyetin “tek dişi kalmış canavar” haliyle yetinmek isteyen sözde ileri batı ülkelerinin dünyayı taşıdığı ağır felaket noktaları.

Önümüzdeki dönemde dünyamız, bir yandan evrensel, bilimsel, tıbbi, teknolojik gelişmeler ile yapay zekanın da dahliyle bambaşka boyutlara doğru çekilirken, Orta Çağ demir gülleleri ayaklarımıza zincirlemeye devam ediyor. 

Post Date: 05.12.2024
Share on