38. Olağan CHP Kurultayı’nda ortaya umut veren bir tablo çıktı. “Kılıçdaroğlu kazanırsa, artık CHP’ye oy vermem” şeklinde yankılanan cümleler birden sakinleşti. Kurultay’ın başından beri beklenen Kılıçdaroğlu zaferi gerçekleşmedi.

 

Olası bir Kılıçdaroğlu zaferi bekleyenler arasında, Özgür Özel yoktu. Kurultay sabahı, telefonum çaldı. Özel en nazik sesiyle aramama dönmüştü. Ben de kendisine en sıcak şekilde başarılar diledim. Kurultay hazırlık sürecindeki bazı aksaklıklardan bahsettim; Özel de kendinden tamamen emin bir şekilde “iktidarı bugün devraldıktan sonra”, benzer sorunların hepsinin halledileceğini iletti. Rahmetli annem, koca asra yayılan tecrübesiyle kendisini çok severdi ve iktidara yönelik cesur eleştirilerini, Parti’nin 60’larda Grup Başkan Vekili olan eşi Dr. Suphi Baykam’a benzetirdi. Annemin Pazar gününü görmesini isterdim.

 

Özel’in adaylığı, kolay gelişemedi. Çünkü Grup Başkan Vekili sıfatıyla yola devam ederken, Genel Başkan’ı ve politikalarını sert bir dille eleştirmek doğal olarak kolay değildi. Dolayısıyla, hep “diplomatik saygılı” olarak tanımlayabileceğimiz bir tavır içinde kaldı. Ancak son haftalarda bazı provokasyonlar gelince topa girmeye başladı.

 

Öymen ve Cihaner gereken 69 imzaya ulaşamadılar ve sadece Özel’in adaylığı kaldı. Tabii ki Kılıçdaroğlu karşısında kendisine destek vermeyi tereddütsüz olarak tercih ettim. “Değişim” kazanmalıydı.

 

KURULTAYDA YAPTIĞIM KONUŞMA

Öncelikle, Kılıçdaroğlu’nun her zamanki gibi konuşmaları dinlemediğini anlattım. Tek adam rejiminden kurtulmaya çalışan CHP’nin nasıl kendi içinde bir başka tek adam rejimine takıldığını belirttim. Parti içi demokrasinin bir masal olmadığını ve Parti’yi temsil edecek isimlerin Genel Merkez’in 12. katından değil, her yerde tüm üyeler tarafından seçilmesi gerektiğini ısrarla anlattım: “Bırakın Yozgat’ı Yozgatlılar, Trabzon’u Trabzonlular seçsin. Genel Başkanı, Parti Meclisi’ni, Cumhurbaşkanı adayını da bırakın tüm üyelerimiz seçsin, tekrar Ekmeleddin İhsanoğlu faciası yaşamayalım!” dedim. CHP’de siyaset yapan insanların gerçek CHP çizgisinden gelmeleri gerektiğini ve AKP’den ihraç edilmiş siyasetçilerle bu işin götürülemeyeceğini anlattım.

 

Ayrıca, Genel Başkan’ın elindeki sıfat dağıtma yetkilerini kullanarak elde ettiği desteğin etik geçerliliğinin tabii ki sorgulanması gerektiğini savundum. Son olarak da 2,5 yıl önce Kılıçdaroğlu’na teslim ettiğim Demokratik Dijital Devrim Tüzüğü’nün artık yaşama geçmesi gerektiğini, Özel’in de bunu yapacağına inandığımı vurguladım. 

 

CHP İÇİN UFUKTA GÖRÜNENLER

Şu anda, CHP daha net bir tablo sunuyor bize… Genel Başkan gençlerden puan toplamaya başladı. CHP’nin İBB başkan adayı hazır, o da Ekrem İmamoğlu. İBB Meclisi de kazanılırsa, onun ardından İmamoğlu çok arzu ettiği Cumhurbaşkanlığı adaylığına doğrudan transfer olabilecek! Tabii ki bu bahsettiğim iki adaylığın tüm üyelerin oy kullanacağı bir ön seçim ile tescil edilmesi lazım, atama ile değil. Özel’in kesinlikle “emanetçi başkan” olmadığını ve o koltuğun ağırlığını en güzel şekilde kullanarak Parti’yi iktidara taşımayı hedeflediğini görebiliyorum. İnce’nin yaptığı kadrosuz-plansız yürüme hatasını hiç yapmadı ve bu da hedefe ulaşmasını sağladı.

 

Özel’in önündeki ilk hedef, tüzük kurultayını başarıyla tamamlayıp Parti’yi demokratik bir yapıya kavuşturması, ki zaten zafer demecinde “demokratik dijital devrim” olarak tanımladığımız formülü en güzel şekilde geliştirerek kamuoyu gündemine sunmaya başladı bile. Özel’in bu devrimi yapabileceğine inanıyorum. Kılıçdaroğlu, hepimizi adeta “kandırarak” Baykal’ın parti içi demokrasi ile olan mesafesini aynen koruduğu için CHP’nin iç muhalifleri artık yoğurdu üfleyerek yiyor ve “benzer bir golü Özel’den yememek için” onun verdiği sözlerin yakından takipçisi olacaklarını sürekli olarak ifade ediyorlar.

 

Ben ise Özel’in kendi döneminde bu demokratik hamleleri uygulayacağına inanıyorum. Ama Özel’in, hemen politbüro oluşturmak için kendisini kuşatacak insanlara karşı “çok özel” bir zırh giymesi gerekiyor.

 

Gelelim İmamoğlu’na… Kimilerinin dediği gibi kendisinin Özel’i “emanetçi” yerine koyup CHP Genel Başkanlığı’na yöneleceğine hiç ihtimal vermiyorum. Bence iyi bir sinerji oluşturacaklar ve artık bütün bu belirsizliklerin yok olduğu ve her adayın önceden hedefler belli olarak ;

Üğ lvarlığını hissettirdiği bir ortam yaratılacak. 

 

Artık, biraz gülümseyerek geleceğe umutla bakma zamanı!

Post Date: 09.11.2023
Share on