Değerli okurlarım, hayati seçimden önce gazetemizdeki son buluşmamız. Her birimizin üstünde tonlarca sorumluluk var. Kılıçdaroğlu, son gelişmelerle birlikte yelpazenin farklı noktalarını bir araya getirmeyi başardı! Şimdi her birimize düşen görev, bu Pazar’a kadar “tam saha pres” çalışmak! Ancak bu şekilde saldırganlığını, montajcılığı, demokrasiye tahammülsüzlüğünü fazlasıyla kanıtlamış bir iktidardan kurtulabiliriz!

 

SİNAN OĞAN ARTIK OYLARINI ERDOĞAN’A TAŞIYAMAZ

Sinan Oğan vakası, siyasi tarihimize başka bir kara leke olarak geçti. “HÜDA-PAR’la aynı sandığa bir ülkücüyü kessen girmez. Türk bayrağındaki ‘Türk’ ifadesini çıkarmayı talep eden HÜDA-PAR’la Türk milliyetçileri nasıl yan yana gelebilir” diye ahkam kesen Oğan, sadece birkaç gün sonra onlarla ortaklığını ilan etti! “Ak itler bana saldırdı” derken, “kaçAK Saraylar”dan söz ederken, şimdi kendisini Erdoğan’ın baş destekçisi oldu. Bu tür 180 derece değişimler insanların imajını tuzla buz eder; 50 yılda çıktığınız merdivenlerden beş dakikada düşer, paramparça olursunuz. Oğan, artık ne milliyetçiler ne sosyal demokratlar ne de merkez sağ içinde kendine bir yer açamaz. Olsa olsa MHP’de Bahçeli’yle birbirlerini yerler!  İnsanların en büyük serveti tutarlılık olmalıdır. Mesela, 35 yıl önce yazdığım her makalem, verdiğim her röportaj bugün aynen yayınlanabilecek tutarlı çizgide ve şeffaflıktadır. Bunu hayatta hiçbir şeye değişmem. Maalesef Türkiye adına öngördüğüm/ikaz ettiğim her şey eksiksiz gerçekleşmiştir. Omurga, değerini bilenleri taşır ancak.

Dün itibariyle Özdağ ve Kılıçdaroğlu’nun anlaşması, Türkiye açısından büyük bir fırsat! Her iki lideri de bu zorlu görüşmelerden başarı ile çıkmış oldukları için kutlamak lazım. İlk refleksim, Oğan’a verilen oyların en fazla %20’sinin AKP’ye kaydırabileceği yönündeydi. Şimdi, bu oranın %5’e gerilediğini düşünüyorum. Hatta sandığa gitmeyecek birçok milliyetçinin tepki oyunun Kılıçdaroğlu’na yöneleceğinden eminim. Özdağ, tüm süreçte sözüne sadık, kişisel çıkar gütmeden vatanı önceleyen, güvenilir politikacı imajını taşıdı. Kendisini tebrik etmek lazım. Yapılan anlaşmanın tüm maddeleri, Atatürk’ün Türkiyesi’ni koruyan metinler. Bu sayede, Kılıçdaroğlu’nun ekibine mesafeli duran birçok Atatürkçü, artık kendisine çok daha kolay oy verebilecek. 

 

DEĞERLİ “Z KUŞAĞI”

Sürekli olarak sizin adınıza her türlü tahmini rol biçiliyor. Bir zamanlar biz de sizin yaşlarınızdaydık. Harika yıllardı. Farklı bir Türkiye’ydi…

28 Mayıs’ta, ilk veya ikinci kere oy kullanacaksınız. Belki bazılarınız gereksiz görerek hiç oy vermedi veya ilginç fikirlere kapıldınız, bilemem.

Ama bir ricam var: Bu ömür sizin! Lütfen geleceğinize sahip çıkın, oy kullanın. Hızla gelişen tıp ve bilim sayesinde önünüzde keyifli bir 80-90 yıl daha var! Bu kocaman hayatı, size birilerinin  layık gördüğü seviyede değil, hak ettiğiniz gibi özgürce, uygarca yaşayın. Kadınları ikinci sınıf görenleri, onları döven veya öldürenleri mazur görenleri iktidara taşımayın. Yolsuzlukların yalnız sizlerin değil, kimsesiz çocukların da geleceğini çaldığı bir ülkede yaşamayın! Yargı bağımsızlığının yok olduğu, sosyal medya şakalarınızın bile kapınızda polis veya dava celbi olarak döndüğü bir karanlık dünyaya destek vermeyin. 

Çağdaş yaşamın önünün kesildiği, festivallerin iptal edildiği, Atatürk’e saygısızlık yapma yarışı içinde olan imamların, bürokratların ortalıkta cirit attığı bir Türkiye’de yaşamayın.

Siyaseti, hakaret, tehdit ve ötekileştirme olarak görmek, sizi laik, demokrat ve özgür dünyadan hızla uzaklaştıracak. Buna asla izin vermeyin. Oy verin, verdirin. Özgürlüğünüz için karar verin. Geri dönüşü olmayan bir pişmanlıktan uzak tutun kendinizi.

 

DEĞERLİ ATATÜRK MİLLİYETÇİLERİ 

6’lı Masa konusunda birçok itirazınız olabilir. Sayın Kılıçdaroğlu’na eleştirileriniz olmuş olabilir. Ancak bugün, bunların sırası değil. Ortada ne aday tartışması ne parti modeli kavgası ne de başka bir gerekçe olabilir. Tersine bugün, yolsuzluklardan, yargı sabotajlarından, kadına şiddetten, Diyanet’in provokatif eylemlerinden, tek adam ve parti-devleti yönetim modeli sendromlarından, din sömürüsünden ve her türlü sansür-baskı ikileminden bıktıysanız, sandığa giderek geleceğinizi güvence altına alın! Her problemi çözmenin bir öncelik sırası vardır. Evinizde yangın varsa, o sırada çocuklarınızın odalarını toplamaları konusunda ikaz edemezsiniz! Ortada dev sorunlar varken, nispeten çok daha hafif hesaplaşmaların beyninizi gölgelemesine izin vermeyin. 

Saygıdeğer seçmenler, Pazar günü hepinizi oy vermeye, oy verdiğiniz sandığınıza sahip çıkmaya ve o akşamki sayımlara katılarak seçimin tamamına erdirmeye davet ediyorum!

Post Date: 25.05.2023
Share on