Yeditepe Bienali’nin tanıtım videolarını ve sosyal medya paylaşımlarını gördüğümde oldukça şaşırdım. Bienalin ana kavramı ve tanıtımı olarak, sanat basınını da uzun zaman meşgul eden ve kavramsal sanatın yoğun olarak gündeme gelmesine neden olan BoşÇerçeve isimli eserimin aynısının kullanıldığını gördüm.

Ayrıca Yeditepe Bienali’nin kavramsal çerçevesini okuduğumda başka hususlar açısından da yanlışlıkların olduğunu üzülerek fark ettim.

Öncelikle, “bienal” kelimesinin tanımı konusuna açıklık getirmek isterim: Bienal, Fransızca "her bir diğer yıl" anlamına gelen ve iki yılda bir düzenlenen etkinliklere verilen addır. 

II. Yeditepe Bienali’nin küratörü Sayın Berkan Karpat’ın kavram metninde belirttiği gibi “‘bienal’ teriminin tıpkı ‘minyatür’de olduğu gibi bizim için artık Türkçe içinde kazandığı anlamının esas olduğuna yani sadece geleneksel sanatlarımızın sergilenme ritmine işaret ettiği” teknik olarak da içerik olarak da “bienal” tanımıyla kesişmemektedir.

Yeditepe Bienali’nin tanıtım bültenlerini okuduğumda, videolarını izlediğimde sadece bienalin tanımı değil, başka hususlar açısından da anlaşılmaz hususlar olduğunu üzülerek gördüm.

2013 yılının Nisan ayında, New York, The Proposition Gallery’de açtığım BoşÇerçeve serimin aynısı, II. Yeditepe Bienali’nin kavram ve tanıtımı olarak karşıma çıktı. Geniş bir katalog ile sunulan ve oldukça ses getiren, New York’un ardından İstanbul ve Ankara’da çeşitli sanat galerileri, müzeleri ve uluslararası fuarlarda sergilenen, 56. Venedik Bienal’nin Nine Dragon Heads’in Palazzo Loredan dell’Ambasciatore’de düzenlediği Jump into the Unknown sergisine dahil edilen BoşÇerçeve eserim, birebir aynı görsel formatta ve tanıtım öğeleriyle sunulmuştur. 2013 yılında sergim açıldığında BoşÇerçeve eserlerim, dünyanın en önemli sanat dergilerinin hem Mart hem Nisan sayılarında tam sayfa ilanlar ile aşağıda göreceğiniz denli benzer görsellerle yer almıştır. BoşÇerçeve’nin katalog metinleri ünlü eleştirmen ve sanat tarihçiler Hasan Bülent Kahraman ve Robert C. Morgan tarafından yazılmış, kavramsal tartışmaları uzunca süre sanat ortamını meşgul etmiş, sayısız sanat dergisi, gazete ve internet sitelerinde eserim üzerine tartışmalar yer almıştır. Bu tartışmalar içinde gelişen yorum ve yanıtlarım da 2019 yılında yayınlanan “Sistem Eleştirileri” kitabımda bulunmaktadır. Zaten böyle bir projeye girişen bir sanat insanı, bugün, kendi düzenlediği sergi sürerken dahi Google’a “sanat+boş çerçeve” yazdığı saniye önüne çıkan ilk 10 sayfadan fazla haberin hepsi benimle ve BoşÇerçeve eserlerimle doğrudan ilişkili manşetler olduğunu görür.

2013, BoşÇerçeve serim, Marcel Duchamp’ın sürekli “yeni kuşaklarca” tekrarlanan Ready-Made (Hazır-Yapım) işlerinden yola çıkarak, bu kavramın nesne ile ilişkisini koparıp uzama açılması ile ilgilidir. Çift taraflı olan eserim, ister galeri ister müze ister sokak olsun, 360o ve her an değişken bir nevi “görüntü fabrikası” haline dönüşmektedir.
Yeditepe Bienali’ne ana kavram ve üst başlık saptayan küratör, yine aşağıdaki fotoğraflarda doğrudan benzerliğini fark edeceğiniz görseli topluma ve basına açıklamış ve bienal konseptini “çerçeve içi, çerçeve dışı” şeklinde özetlemiştir. Bir küratörün, sanat dünyasının alfabesi sayılan detaylı araştırma/danışma/ön çalışma sürecinde bu kadar önemli ve yaygın bir bilginin dikkatinden kaçmış olması düşündürücüdür.

Evrensel sanat ortamında, değişik sanatçılar veya değişik sanat insanları, yapılan göndermenin adı konduktan sonra istedikleri sanatçıya veya esere veya sergiye referans yaparak yeni bir yorum getirmeyi deneyebilirler. Ama bu iş, bu şekilde oldu-bittiye getirilerek olmaz.

Bir bienalin gerçekleşmesinde tek rol elbette sadece küratörün değil, geniş bir organizasyonun toplam çalışmalarıyla hayata geçiriliyor. Bu derece bariz bir kavramsal ve görsel paralelizmin yaşanmasının iki nedeni olabilir. İlki, bu organizasyonu düzenleyenlerin çağdaş sanat ortamına olan mesafeleri ve bienal düzenlemek için yola çıkarken yapılması gereken temel araştırmaların eksikliği, ikincisi ise kavramın ve görselin farkında ve bilinçli olarak seçilmiş olması. İki gerekçenin her biri de ne yazık ki birbirinden daha üzücü.

II. Yeditepe Bienali Yönetim Kurulu ve küratöründen hangi seçeneğin kendileri için geçerli olduğunun bilgisini gerçekten büyük bir merakla bekliyorum.

Her sanatçı için kendi sanatsal çalışma alanını korumak son derece önemli olsa da, en az bunun kadar önemli olan başka bir konu ise ülke sanat ortamının etik kodları, özgünlüğü, vicdan bütünlüğü ve dürüstlüğüdür.

Post Date: 04.02.2022
Category: Haber
Share on