Şu tesadüfe bakın ki, AKP kanallarından görevlere atananların büyük bir kısmının sanatla hep sorunu var. Ya galerilerden resim indiriyorlar, ya ülkenin her yerinde taşlarda “muzurluk” arayarak heykellere savaş açıyorlar, ya da okul kitaplarının samanlı basımlarında, Delacroix’nun “Özgürlük Halka Yol Gösteriyor” yapıtında ağır tahrik buluyorlar. Saymakla bitmez bu dengesizlikler.
Şimdi sanata karşı açılan bu sinsi savaşa boyut atlatmak istiyorlar. Abdullah Gül’ün Yıldız Teknik Üniversitesi’ne atadığı rektör, hem de ders yılı başladıktan sonra, kalkmış Sanat ve Tasarım Fakültesi’ni YTÜ’ nün Beşiktaş Yıldız Kampüsü’nün dışına, Davutpaşa’ya sürmeye karar vermiş!

Bugün, salı sabah 11.00’de müsaitseniz sizi YTÜ’nün giriş kapısının önüne bekliyoruz. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin (UPSD) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı olarak, Yönetim Kurulu ve sanatçılarımızla beraber YTÜ’nün Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyeleri ve öğrencilerine destek vererek bu saldırıya yüksek sesle “dur!” diyeceğimizi belirtirim… Lütfen gelin ve meydanın boş olmadığını herkese gösterin.

Sanki her gün yeni bir kurnazlık veya yeni bir küstahlıkla sabrımız test ediliyor. Mesela sistematik bir şekilde,  hinoğlu hin kesilen bazı alçaklar, ülkenin her yerinde, caddelerden, spor merkezlerinden “Atatürk” ismini kaldırıyorlar. Atama bekleyen sanat eğitmenlerimizin durumuna geçen haftaki yazımda değinmiştim. Onlara ve “F Tipi” olmayan sağlam MEB kadrolarına, her türlü eziyet çektiriliyor.

Tam RTE’nin dilediği şekilde geçen AKP Kurultayı “Tek Aday, Tek Lider” “demokrasisiyle” (!) gerçekleşti. PM’de en çok oyu alanlardan Davutoğlu ne diyor biliyor musunuz? “Türkiye’de yedi yıldır Cumhuriyet reforme ediliyor”. Atatürk’ü, laikliği, basın özgürlüğünü, demokrasiyi yok etmenin adı “reform”muş! “Türban demokrasisi” reformu. Ya da “türbana hoşgörü, geri kalan her şeye cop” reformu!

Polis ve korumaların, IMF’ye karşı olan gençlere hangi Avrupa Demokrasisi standlarında “hoşgörü”(!) gösterdiklerini haber kanallarında izleyebildik.

Hoşgörü dedik de… Yobazlaştırılan ve anayasaya karşı uygulamalarla her gün anti-laik bir yaşam tarzına itilen ülkemde, RTÜK denilen İslami yaşam tarzı bekçileri, kalkıp öpüşmelere, diyaloglara, dekoltelere kafayı takmış durumda, aklını yitirmiş bir ihtiyarlar heyeti gibi ülkenin sanatına ve “sosyolojisine” saldırıyor. Size ne Huysuz Virjin’den? Yoksa Huysuz’dan da tahrik olmayı mı başardınız! Huysuz Virjin’in her şeyden önce bir “Komedi Programı” olduğunu da mı anlayamadınız? Bu halkın onun esprilerine bayıldığını da mı göremediniz? Aslında görmüşsünüzdür de siz “gülen insan” istemiyorsunuz… Siz salya sümük ağlayan Gülenler istiyorsunuz, hepsi bu…

Hadi RTÜK’e yükleniyorsunuz da… İyi de, bu ülkenin yönetmenleri, prodüktörleri, aktörlerine ne demeli? Tüm dünyaya rezil olacak şekilde, televizyonlarda yerli yabancı her aktörün ağzındaki sigara “mozaiklenerek” sansür ediliyor ve bu sanatın yaratıcıları, bu saldırı karşısında sus pus olmuşlar, deli saçmalığını kabullenmişler. Sinemamızın her bireyi, her derneği ve prodüksiyon şirketlerine sesleniyorum: Nasıl kabul edersiniz bu utanç dışı uygulamayı? Fransa’da alay konusu olduğunuzu biliyor musunuz? Kusura bakmayın ama, bu tecavüzü seyrettiğiniz için, bu komedi tarihine geçecek uygulama kadar, siz de suçlusunuz.

O zaman gitsinler, müzedeki resimlerden de portrelerin ağzından sigarayı siyah boyayla sansürlesinler bari! Hadi bir denesinler de ressamların tepkisini görsünler. Farkı ne!

Ama, İslami yaşamı dayatma hastalığı, tabii internetle sınırlı kalmıyor. Önceki gün Avcılar’da “parkta içki içiyorlar” diye polis saldırısına uğrayan gençlerden biri, darp edildikten sonra “beyin kanaması” teşhisi ile hastaneye kaldırıldı! Emniyet Müdürü Sn. Çapkın, buna ne diyecek, çok merak ediyorum!

Evet, sevgili 2. Cumhuriyet tosuncukları, radikal AKP akademisyenleri, türban demokratları, bu özgürlük çöküşünden mutlusunuz değil mi? Bakın: Internet siteleri de üst üste sudan sebeplerle kapatılıyor. Dolaşan dedikodular, şimdi de Facebook’u kapatma girişimleri olacağını söylüyor… Bu halk, koyunlaşmaya devam edip böyle bir “nihai nefes kopuşu”nu da izlerse, gerçekten yazıklar olsun!

Post Date: 06.10.2009
Share on