2002’den beri iktidarda olan “Referandumcu” AKP’nin karnesindeki diğer sonuçları bir hatırlasak… Bir parti ki, elini attığı her şeyi arap saçına çevirmiş, neredeyse tüm dünyadan yağan desteğe rağmen önüne çıkan her çamı devirmiş, büyük iddialarla giriştiği her konuyu çarşafa dolamış, attığı her adım fiyasko olmuş…
Mesela Avrupa Birliği! Güya AKP bizi AB’ye sokacaktı… Önceleri AB konusu, TSK’yı nötralize etmek için yoğun ölçüde gündemde sıcak tuttukları bir başlıktı… 2004 yılında davul zurna ve şampanyalarla AB Parlamentosu’ndan start alan “Müzakere Süreci” için dedik ki, “AKP çıkardığı her yasayla bu ülkeyi Arabistan’a taşıyor, AB’ye değil. AB masalı TSK’yı uzakta tutmak için geçici bir zırhtan ibaret”. 2. Cumhuriyetçi kalemler güldüler, “AB standartlarında demokratikleşme çabalarını” hararetle alkışladılar. Sonuç: AB ile karşılıklı göstermelik temaslar bile durma noktasına geldi. Merkel ve Sarkozy’nin Türkiye karşıtı savlarına verilecek yanıtları kimse bulamıyor. Bırakın AB standartlarını, ülke hiçbir dönemde görülmemiş Abdülhamit yasaklarıyla yönetilmeye başlandı. Yobaz Ortadoğu ülkelerindeki gibi Youtube yasaklandı, Google sırada. Medya tehditlerle “halledilmiş”, polis baskısı üniversiteli gençlere göz açtırmıyor, patronlar köşelere kıstırılmış. RTÜK denilen komedyalar merkezi, Huysuz Virjin’den 1940 yapımı klasik filmlerde sigara sansürüne kadar, uygar hiçbir ülkede görülmemiş icatlarla tarihe geçiyor. Artık hedef, her hafta yeni temaslarla pekiştirilen “Şeriat Ülkeleri Birliği”. Puan: 1/10
“Ermeni Açılımı” adı altında başlatılmak istenen diyalogu, AKP ekibi daha birinci dakikasından itibaren ayağına dolamış, inandırıcı savlarla Avrupa’ya ve dünyaya paralel çıkartmalar yapılamayıp, AB’nin kuklası haline gelinen bir süreçte, zaten gönülsüz olan Ermenistan ve meşhur diasporası ilk fırsatta kapıyı yüzlerine çarpıp çıkmış. Puan: 2/10
“Kürt açılımı” fiyaskosu, hepsinin en ağırı… Aylar önce kahraman gibi yurda sokulan zevat, PKK propagandası yapmanın dışında hiçbir şekilde terörün durmasına olanak sağlamadığı gibi, yaratılan anlamsız ortamda, Ordu mensupları neredeyse dışlanarak horlanmanın tüm maddi-manevi bedelini ödemeye başlamışlar. Uzun zamandır yok olmaya yüz tutmuş olan terör, verilen ödünlerle ve Ordu’nun her yöntemle yıpratılmasıyla tekrar hain pusuları sıklaştırarak kalbimize sokmuş, yazı zehir etmiş… Puan: 0
Yargı, demokrasi, Anayasa, ifade özgürlüğü gibi kavramlar, “Ergenekon” adı altında tezgahlanan ve her tarafından döküldüğü hergün tescillenen hukuki statüsü çok tartışmalı bir çıkışla ayaklar altına alınmış, ülkenin her Atatürkçü aydını ve sivil toplum örgütü, ya alakasız şekilde en ilkel baskınlarla davaya dahil edilmiş ya da bu tehdit altında yaşar duruma getirilmiş… Türkiye’nin en aydınlanmacı kalemleri, yıllardır mantıksız ve hukuksuz şekilde bitkisel hayata mahkum edilmiş. Ordu mensupları intihara başvurmayı onurlarını korumanın tek çıkar yolu olarak görmüş. Her biri sevdiklerinden uzakta bir hayatın ağır manevi işkencesine terkedilmişler. Demokrasi sıfırlanmış, Korku İmparatorluğu egemen kılınmış, ülke karpuz gibi ikiye bölünmüş… Puan: -10
Ekonomide işsizlik almış yürümüş, esnafın beli bükülmüş, dar gelirli kitleler kendi kaderine bırakılmış, çiftçi-köylü-işçi-işsiz çaresizliğin elinde kaderine küsmüş, Puan: 2/10
İşte birbirine bağlanan ve sekiz yıllık iktidarı kara leke haline getiren bu yıllarda, AKP’nin görülmedik bir başarısı var: Kendi yandaşı, akrabası, ortağı derken, sonuçta kendi camiasının seçilmişlerini ihya etmiş. Kimi türbanlı eşi sayesinde yüksek bürokrat olmuş, kimi olmadık ihaleler almış, kimi “işi” sağlama alıp üstün damatlar sayesinde en olmadık dev şirketlere sahip oluvermiş. AKP, Anayasa’nın eşitlik ilkesini delik deşik ederek, kendi kullarını ve yan bahçesi olan “F tipi” cemaatini paraya boğarak en sorumsuz davranışı çekinmeden uygulamış. Puan: -10. Bu tavır yalnız vicdanları değil, işin son kertesinde “din” kavramını da en ağır şekilde yaraladı. AKP belki en az adalet ve demokrasi olguları kadar, dine de onarılması en zor zararları verdi… Sonuç: AKP sınıfta kaldı!