Elimde tuğla gibi bir kitap: Hanefi Avcı’dan “Haliçte yaşayan Simonlar”… Beş gündür gündemin ana maddesi. Halbuki esas 20 yıldır ana konumuz! “F” tipi Cemaat’in yargıya, devlet mekanizmasına sızması… Ne kadar ilginçtir ki, bu kitap korkak medya tarafından sansürlenmesine rağmen şu anda yarı-gizli ana gündem! Her birimiz bu bilgilere kaç kere muhatap olduk? “F” tipi okullarda gördükleri baskıları ağlayarak anlatan gençler, yargı ve polisin içinde sessiz yapılanmayı ve sonradan 2000’lerle beraber hızlanışını izleyen “duruma şaşkın” hakimler, emniyet müdürleri… Parlamentoda arada sırada tartışılan “Devlet içinde devlet kurmak üzere” yola çıkan cemaatin hilkat garibesi görünümü…
         Cumartesi Galatasaray’dan uğurladık Pazartesi Silivri’de davayı izlemeye giden gençleri… Aidiyetleri farklı, ortak akılları Kemalist bağımsız Türkiye idi. Bizler destek verirken kimi “sivil” polisler kayda alıyorlardı konuşanları… Bazıları çember sakalları, gümüş yüzükleri ve suratlarındaki o donuk ifadeyle o çok belli olan durumlarını gizleme ihtiyacı bile hissetmiyorlardı. Çünkü artık iktidardaydılar. Eh, zaten “Sivil darbe” de birkaç haftaya tamamlanmak üzere göründüğüne göre, kimden çekineceklerdi? “28 Şubat gerekirse 1000 yıl sürer” diyenler, 3-5 gazeteciye hesap verirken kendi kendilerini lağvediverdikten sonra oluşan beklenilmedik koca boşluktan yararlanan iktidar, medyayı da teslim alınca sıra sonunda yargıya gelmişti. CHP mi? Onu bitirme hamlesi, yargı sonrasını bekleyebilirdi!
         Şimdi Avcı’nın kitabı için soruşturma açılacakmış… Pardon? Siz değil miydiniz isimsiz suratsız gizli muhbirlerin bir telefonu veya bir mektubuyla insanların içini karartanlar? O isimsiz yüzsüz muhbirlere tam güveneceksiniz, ama adı sanı yeri yurdu belli bir cesur Emniyetçinin verdiği bilgilere kızacaksınız! “Acaba doğru mu? Aman Hanefi Bey, biraz ipucu verin şu çeteyi çözelim artık” diyeceklerine hemen “soruşturma” “münasebetsiz yazar”a yapılıyor(!) Çok ilginç! Komplo teorileri içinde yaşayanlar, demek bu ifşaatlara  balıklama atlamıyorlar! Yoksa bir bildikleri mi var? Gerçekten kitabın iddiaları yerine, yazarının üzerine gidilirse, bu o iddiaların tescili olur!
         PKK’yı yönlendirenlerden Karayılan da “bir halt etmiş”, şu dönemde hükümetle İmralı üstünden varılan bir anlaşmayla ateşkese gittiklerini açıklayıvermiş. Muhalefet de bunu gündeme getirince, bir baktım RTE, “Bu iddia sahipleri, iddialarını kanıtlamak mecburiyetindedirler” diye yeri göğü inletiyor, soyuna uygun kafatasına geçirdiği EVET şapkasıyla… Rüya mı görüyorum? Hangi dağda kurt öldü de bu sözlere hak kazandık? Yıllardır tek kanıt gösteremeden Başbakan’ın kendisini “savcısı” ilan ettiği Ergenekon davalarında aydınlarımız orta çağ zindanlarında tutulmuyor mu? İşte elimde Prof. Haberal‘ın savunması: “Suçum ne?” diye haykırıyor, aynen Özkan ve Balbay gibi! Aman profesörüm, çabuk avukatınız  Başbakan’dan yardım istesin, kendisi anlaşılan bugünlerde bu konularda çok hassas!
         RTE anlaşılan artık tramvaydan indi… Ortada en bariz sözü edilen konulardan biri bu. Hani demokrasi bir tramvaydı, ihtiyacın olduğu kadar binerdin ya? İşte bu konuda da kendine en yakın bulduğu isim Menderes! Her referansı ondan veriyor çünkü kendi kontrolündeki soytarı gazeteciler bu demokrasinin baş düşmanından bir kahraman yarattılar! (Henüz Hitler’e kendisi pek giremiyor da, başkaları o işe soyunuyorlar!) İşte twitter’da, Facebook’ta onun “demokratlığını” kanıtlamaya çalışan onca komedyen avukatı varken, RTE dayanamayıp “bitaraf olan bertaraf olur” diye ağzından hırsla kaçırıveriyor… Mertliğin,  bir hücresi kalmışsa yarın TOBB ve TÜSİAD bunun üzerine çıkar “bitaraf değiliz HAYIRCIYIZ, haddiniz değil bize karışmak” diye ilan ederler!
         Pazar günü Çağlayan’da CHP mitinginde ise çoşku içinde Çağlayan meydanında buluşan onbinlerce insan, bu tehditlere pabuç bırakmayan cesur, dik duruşlu her yaştan kadınlı erkekli yurtseverlerden oluşuyordu. Onlarla hep bir ağızdan “hayır” diye haykırırken bu ülkeye güven duydum yine!. Kimse şu kilit noktayı unutmasın, CHP’nin kökleri Kuvay-i Milliye’den, Anadolu ve Rumeli, Mudafaaa-i Hukuk Cemiyeti’nden geliyor…

         Bu Cuma günü saat 17.00-20.30 arası Taksim de Piramid Sanat’ta yeni kitabım “Sivil Diktaya Hayır” basına ve yurtseverlere tanıtılacak. Katılımınızla ve kararlılığınızla güç verirsiniz!

Post Date: 24.08.2010
Share on