HAYIR! Tabii ki Hayır!! İşte 12 Eylül Referandumu’nun gerçek sorusu bu. Bunun yanıtı da bin kere HAYIR…
         23. kitabım “Sivil Diktaya Hayır” bu hafta kitapçılarda olacak. 53 yıllık ömrümde binlerce makalem var. Ama bunların HİÇBİRİ şu anda okumakta olduğunuz satırlar kadar önemli olmadı. Çünkü konu dramatik ve telafisiz.
         12 Eylül Referandumu’nun konularının AKP’nin sözünü ettikleriyle hiçbir ilgisi yok. Konu tamamen sulandırılıyor: Yok yurt dışına çıkış kolaylaşacakmış, yok gazilere ayrıcalık tanınacakmış, yok 12 Eylül hesabıymış… Gerçek konunun bunlarla ilgisi yok! Hatta bu referandumun ana konusu bazen muhalefetin gündeme getirdikleriyle de pek ilişkili değil. Yani  bu iktidarın başının havuzlu villasının kira kontrat dökümü veya havuz boyu veya x ya da y’nin kalpazan olup olmadığı değil! Bu memleket ne yazık ki, bu iddialarla adını yolsuzluk dosyalarıyla lekeleyen çok iktidar gördü. Ama 1923 Atatürk Cumhuriyeti’ni temelleriyle beraber yok etmek üzere yola çıkan bu kadar gözü kara iktidar görmedi.
         AKP iktidarı bugün Türkiye’de kalkıp “Atatürkçü dönem kapansın mı, laik Cumhuriyet bitsin mi?” sorusunu bir referandumda soramaz… Ama 12 Eylül’le tezgahlanan proje budur. Bu hamle, zaten laikliği “din ve vicdan özgürlüğü” olarak tarif eden bir partinin, artık şeriatçı düzene geçişinin son durağıdır. Bu referandumun sonucu “Evet” çıkarsa, AKP, RTÜK’de yaptığı gibi arka bahçesinden en kabul edilemez isimleri atayarak yüksek yargıyı tamamen kontrol altına alacaktır. Bunun anlamı şudur: Artık laiklik ve Atatürkçülük linç edilirken buna dur diyecek bir merci kalmamış olacaktır. Bu operasyonun başarıya ulaşması için AKP ana konuyu dağıtmış, medyaya yönelik tehditlerini yoğunlaştırmış ve 26 soruya tek cevap isteyerek her sinsi taktiği devreye sokmuştur.
         Yıllardır yaratılan sahte medyatik ortamda, öyle bir baskı oluşturuldu ki, koskoca ülkenin uçuruma gidişi görmezden geliniyor, referandumun Atatürkçü Türkiye ile ilgisi gündeme bile getirilemiyor. Ama Fransa’da Le Nouvel Observateur Dergisi’nin manşeti ne diyor? “Atatürk’ün 2. ölümü”…Acı gerçek orada gündemde, ama burada konu TABU! CHP bile 2. Cumhuriyetçiler’in etkisi altına girdiğinden Atatürk’ü pek gündeme taşımama niyetinde. İyi de, peki laiklik savunusuna karşı gösterilen bu mahcubiyet niye? “Efendim, muhalefeti laiklik üstüne yapmayalım” diye diye konu artık yok sayılıyor. Halbuki AKP’nin taktiği laikliği boğup bu sayede demokrasiyi öldürüp islamcı-faşist rejime geçiş yapmak!
          Referanduma 12 gün var. Her birimizin deli gibi çalışması ve HAYIR’ların kazanması için büyük bir seferberliğe soyunması lazım! Hatta, hastalanma-ölme hakkımız bile yok! Bu rejim kavgası ortamında ne yazık ki bazı turizmciler indirim yaparak sorumluluk duygusu az vatandaşlarımızın kanına girip HAYIR oylarını kar hesaplarına kurban etmeye çalışıyorlar. Bu tavırdan ne kadar utandığımı size anlatamam. Güneyde otelim olsa, 11 Eylül’de iki gün kapatırdım! Ne bu üç kuruşa Cumhuriyeti satma hırsı?
         Pazar günü Erdoğan yine binlerce kişi önünde atıp tutarken, acı acı düşündüm: Bu insanlar benim vatandaşlarım. Ve şu anda, 20 yıl önce sorumsuz şekilde solun bölünmesine, 163. maddenin ceza kanunundan çıkarılmasına neden olan siyasetçilerin ihanetleri yüzünden bu duruma düştüler. Her saniyesini içinden ikaz ederek yaşadığım bu ağır süreçte (bazı “dönmeler”in dışında!) en yakın yol arkadaşlarımızın bir kısmı öldürüldü, bir kısmı vefat etti, bir kısmı Silivri’de Cumhuriyet adına bekçiliğimizi yapıyorlar. Ben bu ikazları Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı ve Mumcu gibi en yakın dostlarımla ortak mücadelemizin anısına, onlar adına da iletiyorum…
         Biz bu referandumu kazanmaya mecburuz. Medyadan yayılmaya gayret edilen o alçak yalana, “bu iş zaten bitti” havasına boyun eğmeden! Sokaklarda “Hayır” afişlerini on misli büyütecek proje şu: Acilen yurdun her yerinde partilerimizi yeterli görmeden bez afişler yaptıracağız. Fiyatlar boya göre 30-100 TL arası değişiyor. Yazacağınız sloganlar, www.bedribaykam.com sitemde ve USTKB’nin www.ulusalstkb.org sitesinde mevcut. İmza olarak “USTKB” veya “Özgürlük Platformu” yazacaksınız ve bu afişleri gençlerimizle ilçelerimize astıracaksınız.

         Daha fazla vaktinizi almak istemiyorum çünkü size sesleniyorum. Çorbada tuzunuz olacak sevinin! Lütfen ayağa kalkın birkaç slogan seçin ve sokağa gücünüzü taşıyın!

Post Date: 31.08.2010
Share on